web analytics

Monthly Archives: Ekim 2015

CANNES-Festivaller Şehri

Published by:

    Biz Cannes e geldiğimizde hava kararmıştı.Sahilden tepedeki kaleye doğru  bakınca ayışığının yarattığı manzarayla neden burası festivaller şehri sorumuzun cevabını bulmuş olduk…

IMG_8402IMG_8400

 

 

 

 

 

         Cannes kelimesini duyunca hemen aklınıza sizinde film festivali geliyor sanırım😃Fransanın güneyinde yer alan, Fransız Rivierası’nın en ünlü şehirlerinden birisi. Özellikle yaz aylarında ve Mayıs ayında ki film festivali zamanında kalabalıklaşan şehir gayet lüks ve şık. Cannes için festivaller şehri de deniliyor. Hepsi film festivali kadar meşhur olmasa da yılın her ayı mutlaka uluslararası bir fuar ve etkinlik takvimi var. Şehrin önemli gelir kaynaklarından biride bu  festival turizmi . Ama 1946 dan beri her yıl düzenlenen film festivali, şehri kış uykusundan uyandıran, sokaklara döken en büyük olay. cannes
Öncelikle her ne kadar sezon Eylül sonlarına hatta Ekim ortalarına kadar sürüyor dense de Ağustos’un son haftası bir çok ünlü mekan ve plajlar kapılarını kapatıyor. Eğer gece eğlencelerini seviyorsanız ki Cannes bunun için iyi bir seçenek diyorlar. Diyorlar dememin nedeni yurt dışı turlarına hep çoluk çocuk katılmamız ve de tabi ki gündüz çok yorulmamız dan da dolayı pek gece hayatına vakit ayıramamış olmamız.😢.Yine de dünya’nın en iyi 10 gece kulübünden biri olarak nitelendirilen GOTHA’yı görememenin üzüntüsünü bir parça yaşamadım desem yalan olur. Les Coulsses veya Disco 7 de gözdelerden.5d00c6f4-cba9-4e34-be60-e3316e6f8bbcJet sosyetenin müdavimi olduğu bu clublere gitmeden rezervasyon şart unutmayın. Bu arada Cannes’da restoranlar, gece clubleri hatta plajlar dahil hemen her yere rezarvasyon yaptırmanız gerekiyor.

Şehir nüfusu, yalnızca 70 bin kişidir. Elbette, yaz döneminde, şehirde bu rakamın çok çok üstünde insan bulunuyor. En büyük özelliği: gerek Nice ve gerekse Monaco şehirlerine yakın olması.

     Nice’ten arabayla yaklaşık 45 dakika süren yolculukla ulaşabiliyorsunuz.Araba dışında Nice’ten Cannes’a trenle de ulaşabilirsiniz. Nice Tren İstasyonu’ndan(Gare de Nice Ville) Cannes Tren İstasyonu’na yaklaşık 40 dakikada ulaşabilirsiniz.6 euro civarı.Cannes Tren İstasyonu’nda indiğinizde yaklaşık 10 dakika yürüyerek sahile ulaşabilirsiniz.

      Arabayla geldiğinizde Cannes Film Festivali’nin düzenlendiği Palais des Festivals et des Congrès binasının altındaki kapalı otoparkı kullanabilirsiniz.

      Cannes yürüyerek dolaşılabilecek kadar küçük. Ama çevre şehirleri de gezeriz derseniz o zaman trafik problemiyle karşı karşıyasınız demektir. Bizim otelimiz merkezde olunca şehirde dolaşmak çok keyifliydi.Suit Nova otel Centle Cannes konumu ve rahatlığı itibarı ile çok iyi bir seçimdi bu yüzden…Eğer yürümek istemezseniz festival binasının hemen önünden kalkan küçük trenle de şehri gezebilirsiniz.

          Sabahları sekiz gibi sahile denize girmek için yürüdüm ve inanılmaz keyif aldım;palmiyeler ve uzun kumsalın kenarında yürüyenler ,koşanlar,plajda incecik kumlara uzananlar…944546-la-croisette-a-cannes-promenade-mythiqueTam bir huzur ortamı ve sanki siz karmakarışık bir ülkeden gelmemişsiniz de orada yaşıyormuşsunuz gibi bu huzuru tüm hücrelerinizde hissediyorsunuz….Film festivalinin yapıldığı yerin tam önünde halk plajı var,şezlong yok ama duş var.Unutmadan söyleyeyim Fransız Rivierası nın en güzel plajları burada.Moda devi Coco Chanel sayesinde ünlenen kum plajları, şimdi dünya jet sosyetesinin tatil tercihleri arasında.Cannes_Boulevard_Croisette  Sahil kenarlarındaki sandalyeler çok keyifli,oturup saatlerce denizi seyredebilir insan…

      Ortaçağ döneminde: burada küçük bir balıkçı köyü bulunmaktaymış. 1030’lu yıllara gelindiğinde, burada bir şato yapılır. Aynı dönemde, hemen karşıdaki adalarda ise rahipler yaşamaktadırlar. Ancak, adanın güvensizliğinden sıkıntı çeken rahipler, ana karaya çıkarlar ve “Suquet” bölgesine yerleşirler ve zamanla, şehirde güçlü konuma gelirler. 1500’lü yıllarda, deniz ticareti yoluyla hızla kalkınmaya başlar. 1838 yılına gelindiğinde, bu kez, denizden zarar gören kara parçası için, dalgakıran yaptırılır. Dalgakıran yapımı ile, şehir hızla gelişmeye başlar, yeni evler ve dükkanlar yapılır. 

      Bu bölgenin ünlenmesinin tarihi ise:İngiliz aristokratı olan Lord Brougham, 1800’lerin ortalarında verem olan kızının tedavisi için Nice’e doğru yola çıkıyor ancak karantina önlemlerinden dolayı Nice’e alınmıyor. O da o zamanlar küçük bir balıkçı kasabası olan Cannes’e sığınıyor. Kızının bu balıkçı kasabasının temiz havası, güzel iklimi sayesinde iyileşmesinden sonra kendisine burada bir malikane yaptırıyor ve yakın dostlarını burada ağırlamaya başlıyor.Brougham’ın Cannes’ı tanıdıklarına anlata anlata bitirememesi buraya tutkuyu çoğaltıyor.Cannes-la-Croisette-et-plage

    Şehir  Eski ve Yeni Cannes olarak iki ayrı bölümden oluşuyor. Yeni Cannes, çok lüks mağazaların, otellerin, restoranların olduğu, alışveriş meraklılarının gözünü burada açtığı ve bir ucundan diğerine 20 dakikada yürünen La Croisette Caddesi. Eski Cannes ise Le Suquet denilen şehrin tepesinde bulunan mahalle.Belki birde ünlü alışveriş caddesi Rue D’Antibes de ayrı bir bölüm halinde gezilebilircannes-map9

    944546-la-croisette-a-cannes-promenade-mythique  La Croisette Bu cadde, plajların hemen önündeki büyük uzun ve palmiyelerle dolu sembolik caddesi. Film festivalinin yapıldığı Palais des Festivals’de kırmızı halılı merdivenleri de burada.Burayı önünde kırmızı halı olmasa tahmin edemezdim ,biraz hayal kırıklığına uğradık ama yinede poz vermeyi ihmal etmedik.unnamed (4)

194249b5-2bc5-4248-b8e0-d9bb6345a1eaPlaj kıyafeti yerine şık bir gece elbisesiyle poz vermeyi gönül isterdi ama…😃   

300 kadar yıldızın, el izinin yer aldığı Allée des Etoiles’i, yani Yıldızlar Kaldırımını da unutmamak gerek.Caddenin bir tarafında da ünlü markaların mağazaları, cafeler, restoranlar, ünlü oteller ve kumarhaneler yer almakta. Kısa bir mola için Hotel Carlton’ın cafesi iyi bir seçenek. yolun devamında Palm Beach tüm güzelliği ile sizi bekliyor…

      Old Town diye adlandırılan Le Suquet bölgesi Cannes’ın tepesinde yer alıyor. Oraya çıkarken daha doğrusu tırmanırken Cannes’ı farklı bir şekilde görme imkanınız da oluyor.  Eski şehre çıkışın birden fazla yolu var. Yukarı çıkarken neredeyse tüm sokaklarda hediyelik el işi eşyalar, lavanta, çiçek esansları, kokulu yağlar, sabun, zeytinyağı gibi bölgeye özel ve oldukça turistik küçük küçük bir çok dükkana rastlıyorsunuz.

       Tepeye çıkıp Castre Meydanı’na vardığınızda Notre Dame de l’Esperance Kilisesi’nihemen göreceksiniz.Buradan şehri  seyredebilirsiniz..2juin2013 (2) IMG3565

 

       Nerelerde yiyelim?

     Şehir alışveriş için çok uygun değil ama muhteşem güzel lokantaları var.İlk gece rezervasyon yaptırmaya fırsat olmadığından önümüze ilk çıkan restaurantda yedik ve çok pişman olduk ama sonraki gece Da Laura muhteşemdi.7 Rue Du Vingt-Quatre Août, 06400 Cannes, Fransa

     Baoli hem restoran hem de konsept gecelerin düzenlendiği elit bir yer.

      Kesintisiz yemek servisi yapan Mocca’yı öneriyorlar. Bizdeki Mid Point benzeri bir yermiş.                 Robertos leziz pizzaları ile ünlü.

       24 suguet restaurant da Fransız yemekleri

       Le caveau 30 da deniz lezzetleri

       3 portesde akdeniz yemekleri

       Aux Bons Enfants :Pazar yakınında ki Provence mutfağı

       Bistro Le Canallies yerel halkın gittiği bir yer.2 Rue Jean Daumas, 06400 Cannes, Fransa

 

       Le Notre de tatlı ve pastaları tadın

       Aux Bons Enfants:Burası Marche Forville’in (pazar) yakınında  3 kuşaktır aynı ailenin işlettiği bir restorn. Ne telefonları var ne web siteleri. Provence mutfağı. Günlük balık, deniz ürünleri, et yemekleri ve hepsi de pazardan günlük alınarak yapılıyor.

    Mantel:Le Suquet civarında , tipik Akdeniz mutfağı burası. 

     Rue Meynadier 746359deki küçük butik pastaneler ile keşfedilmeyi bekleyen özel butikleri de unutmayın.  Özellikle lezzetli makaronlar bu bölgede. Sokaklarda biraz kaybolup, kafelerde nefes alabilirsiniz. Fiyatlar burada diğer bölgelere göre nispeten daha uygun olduğunu söyleyebiliriz.

      Le Suquet tepesinde bulunan Castre müzesi, St. Marguerite adasında Musee de la Mer, rahiplerin konakladığı ve şarap yapımının sürdüğü St. Honorat adası,images   Picasso’nun hayatının bir bölümünü geçirdiği Mougins köyümougins gezip görülmesi gereken yerler.

Parc Phoenix parc-phoenix      Botanik Bahçesi, Picasso Müzesi, Parfüm Müzesi’ni de görebilirsiniz.

    Bizde bu sosyetik şehri geride bırakıp Nice ye doğru tabi ki otobandan ,yola çkıyoruz.

 

IMG_8399

 

 

ANITKABİR

Published by:

cumhuriyet-bayramı11    Bugün 29 EKİM Cumhuriyetimizin kuruluşunun 92. yılını kutluyoruz.Aslında kutlamaya çalıştığımızı düşünüyorum çünkü Cumhuriyetin bizlere sunduklarının bilincinde olan bizler hüzün doluyuz.Dileğim bundan sonraki yıllarda sadece kutlamakla kalmayıp anlamını ve değerini kavramış bir TÜRK milletini görmektir.

    Bugünün güzelliğiyle bütünleştiğini düşündüğüm , için yaklaşık altı ay önce lise arkadaşlarımız ile yaptığımız Anıtkabir gezisini paylaşmak istedim.,IMG_9200

     Anıtkabir hepimizin bildiği gibi Türk Kurtuluş Savaş nın, inkılapların önderi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürkün,Ankara  Anıttepe’de (eski adıyla Rasattepe) bulunan anıt mezarıdır.Burası bir anıt mezardan çok ülkesinin geçmişine, geleceğine ve büyük önder Atatürk’e sahip çıkan herkesin buluşma noktasıdır. Atatürk’ün 10 Kasım 1938’de ölümünden itibaren 15 yıl kadar plan ve yapım çalışmaları süren anıt mezar, 1941 yılında açılan uluslararası yarışmada 47 proje arasından Türk mimarlar Prof. Dr. Emin Onat ve Doç. Dr. Ahmet Orhan Arda nın kazanmaları ile yapımına başlanmış,11 Eylül 1953 tarihinde  de tamamlanmıştır. 10 Kasım 1953 yılında Atatürk’ün naaşı buraya taşınmıştır.   

         Burada ayrıca ilk Başbakan ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün mezarı da  yer almaktadır.anitkabir_const

     Anıtkabir yapılmadan önce rasat (gözlem) istasyonu bulunması dolayısıyla Anıttepe’nin ismi Rasattepe idi. 906 rakımlı bu tepede, MÖ. 12. yüzyılda  Frig uygarlığına ait mezar yapıları bulunmaktaydı. Anıtkabir’in Rasattepe’de yapılmasına karar verildikten sonra bu yapıların kaldırılması için arkeolojik kazılar yapıldı. Buradan çıkarılan eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde sergilenmektedir.Atatürk’ün yıllar önce bir gezi sırasında Rasattepe’yi gezerken ağzından dökülen ‘Bu tepe ne güzel bir anıt yeri…’ sözleri de bugün için çok anlamlı…410

    Anıtkabir in genel mimarisi Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arasındaki “II. Ulusal Mimarlık Dönemi” olarak adlandırılan dönemin özelliklerini yansıtıyor. Bu dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı binalar yapılmıştır, Anıtkabir de bu özelliklere uymaktadır.Ayrıca  Anıtkabir’de Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerine ve süsleme öğelerine sıkça rastlanmaktadır.

    Anıtkabir e giriş ücretsizdir. Haftanın her günü: saat: 09.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır fakat özel günlerde süre değişiyor. Güvenlik taramasından geçtikten sonra içeri alınıyorsunuz.

    Anıtkabire, 2 kapıdan girmek mümkündür. Birinci kapı: Tandoğan Meydanından, diğer kapı ise, Anıttepe bölgesinde, Gençlik Caddesi üzerindedir.Tabiki ön kapıdan, yani Tandoğan Meydanı bölgesindeki kapıdan girilmesi öneriliyor, çünkü: gezinin başlangıç noktası: Aslanlı yol dur.

      Ön kapıdan yürüyerek girdiğinizde: giriş kapısından, Aslanlı yol başlangıcına kadar, 600 metrelik bir yolu yürümek gerekiyor. Aracınız ile gelirseniz: kapıda, araç ruhsatı ve kişisel kimlik belgesi bırakıldıktan sonra, hemen yan bölümde bulunan otopark bölümüne aracınızı park edebiliyorsunuz,böylelikle 600 metrelik bölümü yürümek zorunda kalmayabilirsiniz.

   Girişten alacağınız tur rehber kulaklığı ile dolaşmak çok keyifli ,rehbere gerek kalmıyor. Gönül isterdi ki bu ücretsiz olsun ve tüm halkımız bundan yararlanabilsin😔

     Ortam tabi ki çok etkileyici…Bir metre dışında duyduğun huzursuzluk ve sıkıntının yerini burada umut ,gurur ve çoşku alıyor.İnsanlar mutlu,sevecen ve samimi..Ellerinde kepleriyle öğrenciler,gelinlik ve damatlıklarıyla yeni evli çiftler,gençler,yaşlılar ve çocuklar;sevinç ve mutluluklarını Ata larıyla paylaşmak için kimbilir nerelerden gelmişler…

    Anıtkabir yaklaşık 750.000 m² lik bir alanı kaplamakta olup, Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılır.Bizde anıtblok daki merdivenlerde pozumuzu verip, kulaklıklarımız takıp ilerliyoruz.IMG_9176

   Anıt Blok

Toplam 120.000 m² lik bir alanı kaplamakta ve  üç bölümden oluşmaktadır:

   1-Aslanlı yol

   2-Tören alanı

   3-Mozela

     Girişte merdivenin hemen başında karşılıklı olarak “İstiklâl” ve “Hürriyet” kuleleri yer alır.

    İstiklal kulesi:

    Kulenin dışı:ANKARA-ANIT-KABİR-12

   Kadın heykel gurubu var.

  1. Kadın: Kenarda, elinde, buğday başaklarından oluşan ve yere kadar uzanan, kalın bir çeleng var. Bu çeleng: bereketli topraklarımızı temsil ediyor.
  2. Kadın: ileri doğru uzattığı elindeki kap ile: Atatürk’e, Allahtan rahmet diliyor.
  3. Kadın: ortada ve biraz geride, elini yüzüne kapatmış, Atatürk’ün ölümüne ağlıyor.

    Kulenin içi:

     Ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında bir kaya üzerine konmuş kartal  figürü görülmektedir. Kartal, mitolojide ve Selçuklu  sanatında gücün, istiklâl ve bağımsızlığın sembolü olarak tasvir edilmiştir. Kılıç tutan genç ise istiklâli savunan Türk milletini temsil etmektedir.

      Ayrıca kule duvarlarında yazı bordürü olarak Atatürk’ün istiklâlle ilgili şu sözleri yer almaktadır:

  • Ulusumuz en korkunç yok oluşla son buluyor gibi görünmüşken, tutsak edilmesine karşı evladını ayaklanmaya davet eden atalarının sesi, kalplerimiz içinde yükseldi ve bizi son Kurtuluş Savaşı’na çağırdı. 
  • Hayat demek savaşma, çarpışma demektir. Hayatta başarı kesinlikle savaşta başarı kazanmakla mümkündür. 
  • Biz hayat ve bağımsızlık isteyen ulusuz ve yalnız ve ancak bunun için hayatımızı hiçe sayarız. 
  • İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk ulusu, Türkiye’nin gelecekteki çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar. 
  • Bu ulus bağımsızlıktan yoksun olarak yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır, ya istiklal ya ölüm.                                                                                                                                                          Kulenin zeminindeki cam panoda: Anıtkabir maketi ve Anıtkabiri tanıtan fotoğraflar var.

      Hürriyet Kulesi:                                                                                                                                                                         Kulenin dışı:cache_30203803Erkek heykel gurubu var.1, Erkek: sağ yanda, başında miğfer var ve sırtında kaput var. Türk askerini simgeliyor.2. Erkek: yan bölümde: elinde kitabı ile, Türk gençliğini ve aydınıını simgeliyor.3. Erkek: biraz geride, yerel kıyafetleriyle, Türk köylüsünü simgeliyor.

     Kulenin içi:

     Duvardaki kabartmada: elinde Hürriyet Beyannamesi tutan melek figürü: bağımsızlığın kutsallığını, Yanında şaha kalkmış at figürü: bağımsızlığı simgeliyor.

     Atatürk’ün hürriyet ile ilgili şu sözleri yazılıdır.

  • Esas, Türk ulusunun saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir işleme hak kazanamaz. 
  • Bence, bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın sürekli olarak bulunabilmesi kesinlikle o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olabilmesiyle mümkündür.
  • Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayandığı ulusal egemenliktir.
  • Bütün tarihsel yaşantımızda özgürlük ve bağımsızlığa sembol olmuş bir ulusuz.

     Kulenin zemininde: Anıtkabir inşaat çalışmalarına ait fotoğraflar ve yapımda kullanılan taş örnekleri görülüyor.

       Hürriyet kulesini ziyaret ettikten sonra: Aslanlı yolda ilerlemeye başlıyoruz.

       Aslanlı Yol:

       Anıtkabir’e giriş yerinden başlayarak, ortadaki Tören Meydanı’na kadar uzanan yol “Aslanlı Yol” olarak adlandırılır.Anitkabir13      Bu yol, ziyaretçileri Atatürk’ ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmıştır. Yola 26 basamaklı merdiven ile çıkılır. Yolun uzunluğu 262m., genişliği 12 metredir. Yolun iki yanı güller ve ardıçlarla süslüdür. Yol, traverten ile döşelidir. Bu travertenler aralıklı döşenmiştir ki buradan yürümeye çalışanlar düşmemek için yola bakmak amacı ile başları önde mağrur bir şekilde Ata larının karşısına çıksınlar diye.Yolun iki yanında ikişerli gruplar halinde 12’ si sağ yanda, 12’ si sol yanda olmak üzere 24 aslan heykeli vardır.Aslan seçilmiş çünkü, Anadolu’nun ilk uygarlıklarından olan Hititler ve Türk Mitolojisinde kudreti simgelemektedir.24 olmasının nedeni deTürklerde, 24 Oğuz boyunun olmasıdır.Büyük gücün yani Türk ulusunun, barışseverliği simgelediklerinden yatar pozisyondadırlar.Çift olmalarının nedeni de birlik ve bütünlüğü temsil etmiş olmalarıdır.

        Aslanlı yolun her iki yanı: uzun boyutlu: yaprak dökmeyen çam türü ağaçlarla çevrilmiştir. Bunun nedeni: tören günlerinde, burada yürüyen devlet protokolünün uzaklardan herhangi bir tehlikeye karşı görülmemelerinin sağlanmasıdır.

72436490   Tören Meydanı:fft99_mf5184607

     Aslanlı Yol’ un sonunda, Anıtkabir yan binalarının ve kolonların çevrelediği bir alana çıkılır. 129 X 84 m. Boyutlarında olan, dört tarafından üçer basamak merdivenle inilen 15.000 kişi kapasiteli bu alan “Tören Meydanı” olarak adlandırılır. Bu alanın zemini küp şeklinde siyah, kırmızı, sarı ve beyaz renkte traverten taşlarla döşenerek 373 adet halı kompozisyonu oluşturulmuştur. a2243ef7b    Tören Meydanı’na, bayrak direğinin bulunduğu kısımdan da merdivenlerle çıkılabilir.                                 Mozole:                                                                                                                                                                                         Tören Meydanı’ndan 42 basamaklı merdivenle çıkılan Mozole, iki katlı ve dikdörtgen planlı bir yapıdır. Bu bölüm anıtın yapılışında ağırlık merkezi olmuştur. Çünkü, Atatürk’ün kabri ve sembolik lahit bu bölümde bulunmaktadır. Bu nedenle, Anıtkabir’i meydana getiren mimarlar, yardımcı binalar dizisi içinde Mozole’nin diğer kısımlarından çok daha görkemli olmasına önem vermişler.Merdivenlerin ortasında “Hitabet Kürsüsü” yer almaktadır. Mermer kürsünün tören meydanı cephesi dairesel geometrik motiflerle süslü olup, ortasında Atatürk’ün “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözü yazılıdır. IMG_9214                                                                                                                                      

     Mozole 72x52x17 metre boyutlarında uzunca dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş olup, ön ve arka sekiz, yan cepheler ise 14.40 m yüksekliğinde on dört kolonla çevrelenmiştir. Mozole cephesinde, solda Atatürk’ün Türk gençliğine hitabesi, sağda ise Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. yıldönümünde söylediği Onuncu Yıl Nutku  yer almaktadır. Harfler taş kabartma üzerine altın yaldızla yazılmıştır.34

     Mozolenin zemin katında Atatürk ün naaşı bulunmaktadır.ataturk-un-mezar-odasi-goruntuleri-yayinlandi-5277480_7120_o40 tonluk yekpare mermerden yapılan sembolik lahtin yaklaşık 7 metre altındaki mezar  odası Osmanlı ve Selçuklu türbe mimarı tarzında ve sekizgen planla inşa edilmiş.Kapı pirinçten,zemin ve duvarlarda 3 renk hakimmiş;siyah ,beyaz ve kırmızı .Mermer sandukanın çevresinde 81 ilden, Selanik’teki Atatürk evinden, Kore’deki Türk Şehitliği’nden, Kıbrıs ve Süleyman Şah’ın Mezarı’ndan gelen toprakların konulduğu pirinç vazolar bulunmakta imiş.Burayı görme şansımız yok tabiki…

            Mehmetçik Kulesi:                                                                                                                                                                       Aslanlı yolun bitiminde sağda ‘Mehmetçik Kulesi’ yer almaktadır. Kulenin dış yüzeyinde yer alan kabartmada; cepheye gitmekte olan Mehmetçiğin evinden ayrılışı ifade edilmektedir. Bu komposizyonda, elini asker oğlunun omuzuna atmış onu vatan için savaşa gönderen hüzünlü, fakat gururlu anne tasvir edilmiştir. images (7)   Kulenin duvarlarında Atatürk’ün Mehmetçik ve Türk kadınları hakkında söylediği özlü sözler yer almaktadır:

  • Kahraman Türk eri Anadolu savaşlarının anlamını kavramış, yeni bir ülke ile savaşmıştır.
  • Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ulusunda Anadolu köylü kadının üstünde kadın çalışmasından söz etmek imkânı yoktur.
  • Bu ulusun çocuklarının özverileri, kahramanlıkları için ölçü birimi bulunamaz.

     Kulenin içinde, 60 kişi kapasiteli ‘Sinevizyon Salonu’ bulunmaktadır. Burada Atatürk ve Anıtkabir ile ilgili belgesel filmler gösterilmektedir.

          Müdafa i Hukuk Kulesi:

      Aslanlı yolun bitiminde solda yer alan bu kule duvarının dış yüzeyinde yer alan kabartmada, ulusal birliğin temeli olan Müdafaa-i Hukuk dile getirilmektedir. Kabartmada, bir elinde kılıç tutarken diğer elini ileri uzatmış sınırlarımızı geçen düşmana “Dur!” diyen bir erkek figür tasvir edilmiştir. İleri uzatılan elin altında bulunan ulu ağaç Türkiye’yi, onu koruyan erkek figürü ise kurtuluş amacıyla birleşmiş olan milleti temsil etmektedir. 
2010.04.18 - Anıtkabir 30Kulenin duvarlarında Atatürk’ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği sözler yer almaktadır:

  • Ulusal gücü etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır.
  • Ulus bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına şahsen kendisi sahip çıkacaktır.
  • Tarih; bir ulusun kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez.
  • Türk ulusunun kalbinden, vicdanından doğan ve onu esinlendiren en esaslı, en belirgin istek ve iman belli olmuştu: Kurtuluş.

     Kulenin içinde Anıtkabir ve Atatürk ile ilgili çeşitli kitaplar ve hediyelik eşyalar ziyaretçilere sunulmaktadır.

        Zafer Kulesi:

     Kulenin duvarlarında Atatürk’ün en önemli üç zaferinin tarihi ve zaferle ilgili özlü sözleri yazılıdır.indir (3)

     Kule içinde Atatürk’ün naaşını 19 Kasım 1919 tarihinde İstanbul Dolmabahçe Sarayı’ndan alarak Sarayburnu’nda donanmaya teslim eden top arabası sergilenmektedir.indir (5)

     Zafer kulesinden çıktıktan sonra: hemen sağımızda, panaromik bir Ankara manzarasının izlenebildiği bölüme geliyoruz.image058

      Bu yanları açık galeriden ilerlediğimizde, hemen sol da, Türkiye’nin 2’nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün, mezarı görülüyorindir (4). 25 Aralık 1973 tarihinde vefat eden, İsmet İnönü, Bakanlar Kurulu kararı ile, buraya defnedilmiştir.

Anıtkabir’in en güzel resmedildiği yer burasıdır,IMG_9190Galeride yürümeye devam ederken başka bir kule çıkıyor karşımıza:

      Barış Kulesi:

     Kulenin iç duvarında Atatürk’ün Yurtta Barış, Dünyada Barış ilkesini dile getiren bir kabartma kompozisyonu yer almaktadır. Bu kabartmada çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan bir asker figür tasvir edilmiştir. Bu asker barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan Türk ordusunu sembolize etmektedir. Yani vatandaşlar Türk ordusunun sağladığı huzur ortamı içinde günlük hayatlarını devam ettirmektedirler. images (8)

    Kule duvarlarında Atatürk’ün barış ile ilgili şu sözleri yer almaktadır.

  • Dünya vatandaşları kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir. 
  • Yurtta Barış, Cihanda Barış.
  • Ulusun hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir. images (9)

Kulenin içinde ise Atatürk’ün kullandığı Lincoln marka tören ve makam otomobilleri sergilenmektedir.

         23 Nisan Kulesi:

    Kulenin iç duvarında TBMM nin açılışını temsil eden bir kabartma yer almaktadır. Bu kabartmada, ayakta duran kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır. Kadının diğer elinde Millet Meclisimizin açılışını simgeleyen bir anahtar bulunmaktadır. indir (6)

Kule duvarlarında meclisin açılışıyla ilgili Atatürk’ün özlü sözleri yer almaktadır:

  • Bir tek karar vardı: O da ulusal egemenliğe dayalı, hiçbir koşula bağlı olmayan bağımsız, yeni bir Türk Devleti kurmak. 
  • Türkiye Devletinin tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.
  • Bizim bakış açılarımız kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır.

Kule içinde Atatürk’ün 1936-1938 yılları arasında kullandığı Cadillac marka özel otomobili sergilenmektedirimages (10)

             İnkılap Kulesi

     Müzenin devamı olan bu kulede Atatürk’ün giydiği elbiseler sergilenmektedir. Kulenin iç duvarında yer alan kabartmada zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek üzere olan bir meşale, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu’nu simgelemektedir. Güçlü bir elin göklere doğru kaldırdığı ışıklar saçan diğer bir meşale ise, yeni Türkiye Cumhuriyetini ve Atatürk’ün Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için yaptığı inkılap simgelemektedir. indir (7)

Kule duvarlarında Atatürk’ün inkılâplarla ilgili şu sözleri yazılıdır:

  • Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse ilerlemesine, uygarlaşmasına teknik imkân ve bilimsel ihtimal yoktur.
  • Biz ilhamlarımızı gökten ve bilinmeyen alemden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.          Cumhuriyet Kulesi                                                                                      Anadolu Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Yılmaz büyükerşen’in yaptığı Atatürk’ün gerçek boyutlarında balmumu heykeli ve orijinal çalışma masası bulunmaktadır.indir (9)

   Bu kulenin duvarlarında Atatürk’ün Cumhuriyet ile ilgili şu özlü sözü bulunmaktadır.indir (8)

  • En büyük gücümüz, en güvenilir dayanağımız, ulusal egemenliğimizi kavramış ve onu eylemli olarak halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur.

   Kulenin içinde, Atatürk’ün öğrenim gördüğü ,askeri okul ,TBMM binası maketleri mevcut.

    Bayrak DireğiIMG_9206

    Amerika da özel olarak yaptırılan 33.53 m yüksekliğindeki bu direk, Avrupa daki tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseğidir. Direğin 4 metresi kaidenin altında kalmaktadır. Amerika’da yaşayan Türk asıllı Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı Nazmi Cemal tarafından, kendi bayrak direği fabrikasında imal edilerek 1946 yılında Anıtkabir’e hediye edilmiştir. Bayrak direğinin kaidesinde yer alan kabartmada; meşale Türk medeniyetini, kılıç taarruz gücünü, miğfer savunma gücünü, meşe dalı zaferi, zeytin dalı ise barışı simgelemektedir.PRJ-anitkabir-bayrak-diregi1 

Bayrak direğinin bulunduğu yerde: uygun zamana denk gelirseniz, muhafız askerlerin nöbet değişim törenlerini mutlaka izlemelisiniz. IMG_9210        IMG_9209 

       Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzeleri:

     Misak-ı Milli ve İnkılâp kuleleri arasındaki bölüm müze olarak belirlenmiştir.Burada Atatürk’ün kullandığı eşyalar ve kendisine hediye edilen armağanlar ve giysileri teşhir edilmektedir.Yeni bölümler eklenmesi ile müze, Atamıza ait eşyaların sergilendiği bir mekân değil,Çanakkale ile Kurtuluş Savaşı’nın canlandırıldığı bir müze haline gelmiştir.Benim için en sıkıntılı anlar bu bölümü gezerken idi.

Burada; ön bölümde, savaş esnasında kullanılan silah, mühimmat, cephanelerin orjinalleri görülüyor. Hatta, bu sahnelerde görülen büyük top mermi parçalarının Çanakkale bölgesinden getirilen orijinal parçalar olduğu söyleniyor. Burada, aynı zamanda, orijinal giysiler giymiş manken askerler var. Duvarlarda ise, savaşların cereyan ettiği bölgelerin ayrıntılı resimleri var. Fonda ise, yine savaş sahnelerini anımsatan silah sesleri, askerlerin taarruz sesleri duyuluyor. Yani, bir anlamda: bu üç savaş, sesli ve görsel olarak canlandırılmış ve Kurtuluş Savaşımızın canlı tasvirinin içinde ,bir an aman Allahım bütün bunlar bizim içindi ama bizler bunu hak ettik mi acaba diye düşününce ve gözyaşlarıma hakim olamadım.Tabi bu vatanın benim gibi sulu gözlere değil daha dik duruşlara ihtiyacı olduğunu düşünerek ,grup olarak  anıtkabir özel defterine sevgi ve saygımızı belirttikten sonra ayrıldık.

IMG_9212

Anitkabir-Slayt1

 

Bunları biliyoruz ama yinede kendi blog umda bu yazıların bulunmasını istediğimden soruyorum….Biliyormuydunuz…

      Atatürk`ün dünyada `başöğretmen` sıfatlı tek lider olduğunuBir geometri kitabı yazdığını. Üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri teriminin (Türkçe) isim babasını bu yazdığı kitapla bizzat Mustafa Kemal olduğunu

      Bir röportajda “Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?” diye sorulur, Atatürk: “Şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için. Davet gelirse düşünürüz”. BM yasasını değiştirir ve ilk davet edilen ülke biz oluruz

       Yıl 1938, General McArthur’un en zor, en problemli, en buhranlı dönemi. Birden çok sıkılır ve yanında duran yüz yirmiden fazla kişiye döner ve aynen şöyle der: “Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal’i görmek için neler vermezdim”

    Yıl 2000, ABD Başkanı`nın milenyum mesajından bir alıntı : “Bugün milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’ tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir”

    Yıl 1938, Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiir`den alıntı : “Allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir”

    Norveççe`de `Atatürk gibi olmak` diye bir deyim olduğunu

     Kurtuluş Savaşında rütbe alan bir çok kadın askerlerimiz var. Ama dünya tarihine geçen tek bir üsteğmenimiz var; 700 erkek, 43 kadından oluşan bir müfrezenin reiseliğine bizzat Atatürk tarafından atanmış Üstteğmen Kara Fatma

   ` Atatürk çiçeği`nin adını, çiçeği bulan Wanderbit Üniversitesi profesörlerinden doktor Kirk Landın`in koyduğunu ve bu çiçeğin tüm dünyada bu isimle üretilip satıldığını

   Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina’daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu

   `Mimber` adında bir gazete çıkarttığını ve 52 sayı yayımlanan gazetede ilk defa sansür kelimesi geçtiğini

    Yıl 1996, Haiti Cumhurbaşkanı vasiyetinde mezar taşına yazılmasını istediği metni bırakmıştır. Diyor ki: “Bütün ömrüm boyunca Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm”

    Yıl 2005, Amerika’nın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan Mr. Johns`un önerisi “Türkiye ekonomiyle savaşta bir tek Atatürk’ ü örnek alsın yeter”

“Milletimi şimdiye kadar söylediğim sözlerle ve hareketlerimle aldatmamış olmakla gurur duyuyorum.” M.Kemal ATATÜRK
__________________

CASİS-ŞİRİN BALIKÇI KASABASI

Published by:

Cassis-liman     Yine söylüyorum Marsilya harika… harika bulmamın en büyük nedenlerinden biride yarım  saat içinde ister güzel bir dağ köyüne ister şirin bir balıkçı kasabasına erişebilmeniz…Daracık bir yol dan gidiyoruz Cassis e, bir şerit gidiş, bir şerit geliş..Dağların arasından geçiyoruz, yemyeşil her taraf ,güneş pırıl pırıl,arada deniz ekleniyor bu eşsiz manzaraya…serin rüzgar arabanın açık camından yüzümüze vuruyor ve işte böyle bir huzur içinde ulaşıyoruz..

     Marsilya nın 30 km güney doğusunda yer alan,7793 kişinin yaşadığı kasaba popüler bir tatil beldesi olduğundan yazın bir hayli kalabalık oluyor.Sezonda oradaydık ama yinede güzeldi..Çevresinde ki çam ağaçları ve üzüm bağları,küçük sevimli limanı ,pastel renkli evleriyle kendinizi  bir yağlı boya tablo içinde hissediyorsunuz..

      Otopark konusunda birazda araç büyük olunca zorlandık..Mimosas car park hem büyük hemde güvenli diyorlar neyse ki biz aramaya gerek kalmadan kasabaya iniş yolundaki otoparka park ettik.Daracık sokaklarından kıvrıla kıvrıla limana doğru indik.Çok şık küçücük dükkanlar,sevimli evler arasından , taş sokaklardan fotoğraf çekerek aşağıya indiğimizdevisiter_cassis_place_fontainePlace de Republique” meydanına çıktık.

         Sahile inen sokakların birleştiği,sevimli dükkanların olduğu bir meydan burası;tam ortasında da tarihi bir çeşme mevcut… Cassis eski bir liman kasabası olsa da provence karakterini çok iyi bir şekilde taşıyor. Limana indiğimizde şirin panjurlarıyla evler ve önlerinde balıkçı tekneleri bizi karşıladığında burada yaşayanların ne kadar şanslı olduğunu düşünmeden edemedim😊

       Sahilde ki balık restaurantları tıklım tıklım doluydu.Grand Bleu bunlardan en popüler olanıymış.Burada balık yemek gerekiyordu ama maalesef bizim bu şirin kasabaya ayıracak sadece bir kaç saatimiz vardı.Bizde ton balıklı sandviçlerimizi elimize alarak sahile doğru yürüdük..Sahile gelince muhteşem bir kalabalıkla karşılaşınca ürkmedik desek yalan olmaz,en azından orada denize girme planı yapmadığımıza mutlu olduk.Plage de la Grande Mer Plajı limana yakın olanı.Yarımada tarafına giderken sahildeki otoparkın önüde de Bestauan plajı vardır.IMG_8122IMG_8126   Bestauan Plajı Casissin doğal plajı olup ince çakıllı,diğerine nazaran daha küçüktür.Plajın hemen arkasında bir otel ve de beach club bulunmaktadır.

               Moulin limanın da ücretsiz harita edinebilirsiniz ama bence çok gerek yok,limandan sonraki ara sokakları kaybolurcasına dolaşmak daha zevkli..Cassis_Parking_Relais_Cassis_2014

             Limanın ortasında bulunan Aziz Peter in 17. yy dan kalma ahşap heykeli ,her yıl haziran ayının son pazarına denk gelen Aziz Peter bayramında (La Fete de la Saint Pierre),   kortej eşliğinde sokaklarda gezdiriliyormuş.

        Merkezi limana çok yakın olan Republic Meydanı ve bitişiğimdeki Baragnon Meydanında her çarşamba ve cuma sabahları köy pazarları kuruluyormuş.

       Yine Baragnon meydanının yakınında Musee d’Arts & Traditions Populaires (Sanat ve Halk Gelenekleri Müzesi)’ni ücretsiz gezebilirsiniz.

        Bizim en çok isteyip de yapmak için vakit bulamadığımız tekne turları ile Calangueler arasındaki gizli plajlara ulaşabilirsiniz.Sadece denize giremiyorsunuz sanırım, görsel olarak mutlu eden turlar bunlar.Süresi 45 dk.dan başlayıp 1.5 saate kadar uzayan  turlarının fiyatları 16 – 22  € arasında. 10 yaş altı için ise 9 € başlayan indirimli fiyatlar uygulanıyor. 

    Eğer bizim gibi kısıtlı vaktiniz varsa,gezi treni ile (petit train) Cassis’in sokaklarını ve çevresini, çoğu zenginlere ait havuzlu lüks villalardan oluşan güney-batıdaki Presqu Ile Yarımadası na kadar ulaşabilirsiniz.IMG_8124

    Sabah erken saatlerde orada bulunuyorsanız Barthelemy Limanı nın da kurulan balık pazarında balıkçıların tezgahlarına göz atabilirsiniz.

     Bu kasabaya trenle de ulaşabilirsiniz;yaklaşık 30 dakika sürüyor fakat gardan indikten sonra merkez 3 km ,eğer taksi çağıralım derseniz gişe üstündeki numaradan taksi çağırmanız gerekiyor.Otobüsle gelmek isterseniz,Marsilya da Castellne Prado dan kalkan M6 veya M8 otobüsüne binmelisiniz.Süre ortalama 40-50 dakikadırYaklaşık 2.70 euro civarı hatta gidiş dönüş daha ucuz.M8 daha sık kalkıp ,daha manzaralı yoldan geldiği için tavsiye ediliyor…

       Cassis in tarihi neredeyse Marsilya kadar eski.MÖ5. ve 6. yüzyıllara ait izler var.Tarih boyunca buraya Ligurlar,Grekler ve Romalılar yerleşmiş.Barbar saldırılarından korunmak için tepede bulunan Castrum de Carsisi (cassis kalesi) ni inşaa etmişler.Zaman kısıtlılığından grup oraya tırmanmaktan kurtuldu,yoksa oradaki manzarayı kaçırmazdım.😊   1400 lerde Baux de Provance Lordu nun yönetimi altına girmiş.19. yüzyılda Virginia Wolf gibi entellektüeller tarafından keşfedilince gözde bir tatil beldesi olmuş.1920 lerde buraya gelen  Winston Churchill burada resim dersleri almıştır.Felix Ziem, Raoul Dufy, Paul Signac, Joseph Garibaldi gibi dönemin ünlü ressamları Cassis’i bir yeri olarak seçmişlerdir.IMG_8291

     Provénce kelimesi,bölgeye Romalıların verdiği “provincia nostra” yani “bizim bölge” isminden kaynaklanıyor  Buraya gelen sanatçıların hissettiklerini çok iyi algıladığımdan burasıyla ilgili düşüncülerini yadırgamadım ;çünkü kimliği bilinmeyen bir yazardan yörede yaşayanların yaptığı bir alıntıya göre; “Tanrı güneşi, toprağı, dağları ve denizleri yaratıp hepsini yerine yerleştirdiğinde, elindeki malzemelerin tümünden biraz arttığını fark etmiş. Kalanları bir araya getirerek, bunlardan yeryüzünde bir cennet oluşturmaya karar vermiş. Böylece, Provence yaratılmış…”söylemi ile Provans doğumlu Nobel ödüllü yazar Frederic Mistral‘in de söylediği “Paris’i gören ama Cassis’i görmeyen biri “hayatımda hiç bir yer görmedim diyebilir”düşüncelerine hep birlikte katılıp arabamıza atlayıp Cannes e doğru yola çıktık.

 

CALANGUES-KAYALIK KOY

Published by:

calanque-d-en-vau_bateau-haut (1)     Marsilya yı geride, mistral  rüzgarlarının ferahlığıyla baş başa bırakarak ,sahil kenarından Cote d’azur turumuza başladık.IMG_8306  Kiralık aracımızla  gidebildiğimiz yerlere ,ulaşabildiğimiz en uç noktalara varmak isteğiyle başladığımız yolculuğumuz gördüğümüz muhteşem manzaralar ile birlikte yaklaşık 30 dk sonra bir köyde sonlandı.Sonlandı diyorum çünkü ;IMG_8299   ardından bizi denize doğru kıvrılıp giden patikalardan sıkı bir yürüyüş bekliyordu😍. IMG_8127   Açık hava sporlarından olan doğa yürüyüşleri özellikle bahar aylarında tam da bu yüzden bu bölgede çok rağbet görüyor.

   Marsilya’dan doğu yönüne, pitoresk kıyı kasabası Cassis’e kadar uzanan 20-25 kilometrelik kıyı şeridi irili ufaklı 20’den fazla Calanque’a ev sahipliği yapıyor. CALANGUES kelimesi”Kalonk” olarak okunuyor, telaffuzu biraz zor geldiğinden bana hemen okunuşunu yazıyorum 😃 fransızcada her ne kadar dere anlamı taşısa da, eski Hint-Avrupa dili kökenli calanca kelimesinden yani koy kelimesinden türetilmiş. Calanque, Fransa’nın en büyük ikinci şehri olan Marsilya ile La Ciotat arasında kalan irili ufaklı bir çok koy ve körfezi barındıran bölgeye verilen isimdir. .Bazıları Akdeniz fiyordları diye adlandırsa da Norveç Fiyordları gibi buzulların etkisi ile oluşmamıştır.Her ikisini de görme şerefine nail olmuş biri olarak hangisi muhteşemdi derseniz ayırım yapamayacağım sanırım. İskandinav fiyordu, sakin, derin ve zümrüt yeşiline çalan sularıyla Buzul Çağı’ndan bize kalan miras olarak gönlümde yerini alırken, Akdeniz’in bu derin körfezleri de turkuaz rengi, berraklığı ve tertemiz bir parlaklıkla güneşin içime işlemesiyle gönlüme yer etti.

     Bu fiyordlar en yükseği 565 metre olan denizden dik yükselen dağların içlerine giren kıvrımlı, büyüklü küçüklü kayalık yarıklardır. Fiyordların içi mikro-klima iklime sahip olduğundan kış aylarında çevresine göre ısı daha yüksektir deniz suyu ise daha soğuktur. Bu sepeple bazı fiyordlar endemik bitki çeşitliliğine sahiptir. Çorak ve kayalık görünmelerine rağmen fiyordlarda 900 çeşit bitki yaşar. Çevresinde ise yabani zeytin ağaçları, çam ağaçları ve deniz lavantası gibi bitkiler vardır. Suyu hızla geçiren ve çok az yağmur alan fiyorlar yaban hayatı açısından da çok zengin bir yaşama sahiptir. Tavşan, tilki, şahin, yaban ayısı ve kertenkele türleri bunlardan bazılarıdır. Bu kireçtaşından oluşan kayalık alanlarda yüzyıllar boyunca toş ocakları işletilmiştir. Hala bazılarının kalıntıları görülebilir.

    Burada çıkarılan taşlar New York Özgürlük Anıtı’nın kaidesinde, Süveyş Kanalı’nın yapımında ve İskenderiye Limanı’nın inşaasında, Marsilya Feneri’nin (Faro) inşaasında kullanılmıştır.

calanque-en-vau    Bölge’de Calanque d’En-Vau’nun dışında Calanque de Sormiou, Calanque de Morgiou, Calanque de Port-Pin ve Calanque de Sugiton olmak üzere 4 meşhur bölge daha vardır.

    Calanque suları içinde her yerde yüzmeye izin verilmiyor, yalnız Marsilya’dan başlayarak her noktası işaretlenmiş olan Calanques Ulusal Parkı yürüyüş rotasını takip eden doğa yürüyüşçüleri, çoğu yerde küçük de olsa korunaklı bir doğal plaj bulunduğundan buralarda yüzebiliyorlar. Yürüyüş ve tırmanma sporcularının uymak zorunda oldukları kurallar uyarı levhalarıyla belirtiliyor. Bu kurallardan en önemlisi doğal park alanı olarak kabul edilen 20 km.lik kıyı boyunca gece kamp ve çadır kurmanın kesinlikle yasak oluşu. Ayrıca jet-ski ve motorlu su sporları (su kayağı dahil) yasaklar listesine dahil.
Doğal limanıyla Port Miou* aynı zamanda en yeşil olanı. Port Miou Romalılar döneminde de korunaklı bir liman olarak tarihte biliniyor, ismi de zaten latinceden geliyormuş: “portus melior” yani en iyi liman.En Vau  en vahşi en güzel olanı.Özellikle Sormiou’ya nazaran oldukça dar bir girintiden oluşan bölge, gözlerden uzak, sakin bir dinlenme yeri olarak seçilebilir. Küçük doğal kumlu plajı hem karadan uzun ve meşakkatli bir yolu göze alan doğa yürüyüşçülerinin,  hem de denizden yelkenlilerle teknelerle gelenlerin gözdesi.

   İçlerinde en derini Morgiou.Morgiou Calanque’ı su seviyesinin 37 metre altında, 175 metrelik bir su altı tüneliyle ulaşılabilen tarih öncesi duvar resimleri de içeren Cosquer Mağarası’nı saklıyor. Bu özellikleriyle Calanque Bölgesi Milli Parkı aynı anda kara, deniz ve su altını birleştiren ender doğa koruma alanlarından biri.en güzeli bu manzaraları denizden görebilmek sanırım ama bir daha ki sefere diyelim..Marsilya Vieux Port tan kalkan küçük teknelerle de buraları gezmek isterseniz yaklaşık 3 saat süren  turun fiyatı 21-32 euro arasındadır.IMG_8303

 

IMG_8303IMG_8293IMG_8119Yaşam alanları oluşturmak buralarda çok zor.Tabi insan olmayınca doğa başka bir güzel kalıyor ne yazıkki…..Bu muhteşem dünya için çok şeyler söylenebilir ama ,
 Provence hakkında söylenecek en güzel sözü bir Fransız söylemiş.Frederic Mistral’in ünlü deyişiyle :

Quand Le Bon Dieu envient a douter du monde, il se rappale qu’il a créé la PROVENCE. 
(Eğer Allah kendi yarattığı bu dünyayı sevmekten vazgeçmeye başlarsa, Provence’ı yarattığını hatırlayacaktır. )sormiou

Araç çubuğuna atla