web analytics

Monthly Archives: Haziran 2016

BIRTH OF VENUS – Venüs’ün Doğuşu

Published by:

image

       Botticelli nin Venüsün Doğuşu nu bilmeyen yoktur sanırım.Bakan her  göz ,bence mutlaka kendince bir güzellik yakalamıştır bu ünlü tabloda.Güzellik tanrıçasının doğuş teması ilgi çekici ama beni  temadan çok daha fazla etkileyen Boticelli nin insan vücudunda orantısızlıklarla birlikte zamanın güzellik anlayışında muhteşem bir yapıt ortaya çıkarmasıydı.Nedenini daha fazla irdeledikçe ;belkide bir neden aramaya gerek yok… Niye sürekli Botticelli…galiba ben bu adama taktım ((:

Sandro Botticelli

Sandro Botticelli

Küçük Fıçı’ lakabıyla anılan ünlü İtalyan ressamın bu lakabı, aslında  kuyumcu ağabeyi Antonio Filipepi’ye aittir. Ancak resim eğitiminden önce ,ağabeyinin yanında çıraklık yaptığı süreçte asıl adı  Alessandro di Mariano di Vanni Filipepi olan Botticelli de aynı lakap ile anılmaya başlanmıştır., Fra Lippo Lippi’nin yanında resim ve geometri dersleri almıştır. Yudit Öyküleri ilk yapıtlarından olup ,eski ahit hikayelerinden ressamların sıklıkla resmettiği bir tanesidir bu öyküler.Öyküyü kısaca anlatmak yerine resmine bakmak size yeterli gelecektir sanırım.

Judith’in Bethulia’ya Geri Dönüşü

Müneccim KrallarınTapınması ve şu an Louvre müzesinde sergilenen Madonna da o dönemde ünlenmesini sağlayan yapıtlarıdır.

Sandro-Botticelli-mecusilerin-tapinmasi

Müneccim KrallarınTapınması

 

1480’de, Sistina Şapeli’nde, kendi fresklerini çizmeye başlamıştır. İlk çalışmalarında dinsel, mitolojik  etki görülse de, Botticelli, aslında güzelliğe tutkun bir sanatçı olarak ön plana çıkmıştır. Çevresi tarafından da bilinen kaygılı mizacı, sanatına yön vermesinde etkili olmuş. Döneminin sanatçılarından, tablolarındaki zengin ayrıntıları, uzun boylu ve ciddi insan ifadeleri ile fark yaratmayı başarmıştır. 1482’te, ünlü şair Angelo poliziano nun venüsün doğuşunu anlattığı şiirden etkilenerek yaptığı ‘Venüs’ün Doğuşu’ adlı eseriyle sanırım kariyerinin en üst basamağına çıkmıştır. Resmin Castello için çizildiği söylendiği gibi, bazı kaynaklar da Muhteşem Lorenzo(Lorenzo di Pierfrancesco ) nun resmi sipari ettiği yönündedir.Fakat bu sipariş edilen tablonun şu an konuştuğumuz tablo olmadığını belirtenler de var.  Giuliano di Piero de Medici nin Simonetta Vespucci ye olan aşkının anısına çizildiğini söyleyenler de pek haksız sayılmaz:Vespucci, deniz kenarında yer alan ve o bölgedeki inanışa göre Venüs’ün doğduğu yer olan Portovenera adındaki bir kasabada yaşıyordu. Botticelli de aslında eskiden de Medici’nin metresi olan Vespucci’ye aşıktı.Hatta bu yüzden bir çok resimdeki kadın figürlerine model olarak Vespucci yi seçmiştir.Kim bu Vespucci ?? sizde merak ettiniz tabi ((:

Piero di Cosimo nun fırçasından bakalım Vespucci ye

unnamed

   Güzelliğiyle ünlü bir kadın olan Simonetta Vespucci  14 yy in Floransa’sında eşsiz güzelliğiyle ün salmıştı. Çok genç bir yaşta, 23 yaşındayken tüberkülozdan ölen Simonetta yaşadığı dönemde birçok Floransalı şair ve ressama esin kaynağı olmuştur.Bunlardan biri de Botticellidir.Onun ölümünden yaklaşık dokuz yıl sonra bu muhteşem tabloyu yapmış.Bana göre en güzel Simonette yüzü  de onun kidir.images (1)

34 yıl sonra; Botticelli nin ölmeden hemen önce Simonetta’nın ayakları ucuna gömülmeyi isteği yerine getirildi. Her ikisi de Floransa’daki Chiesa d’Ognissanti kilisesinin bahçesinde yatıyorlar.Botticelli nin diğer bir çok eserinde işte bu duru güzelliği görebiliyoruz bunlardan bir kaçına bakalım.Botticelli-Primavera images (2) Madonna del Mare Sandro Botticelli

   Konuyu çok dağıtmadan dönelim Venüs ün doğuşuna :Roma Katolik geleneğine uygun sanat eserlerinni üretildiği bir zamanda ve yerde çizilmiş olan tablonun teması açıkça pagan etkileri göstermektedir. Ressamın pagan etkisine sahip birçok başka eserinin Girolamo Savonarola tarafından yaktırılmış olmasına rağmen bu resim ortadan kaldırılmamıştır. Bunda Botticelli’nin Lorenzo de’ Medici ile olan yakın dostluğu sebebiyle kilisenin bu eseri sapkın ilan etmemesinin rol oynadığını ve birazdan açıklayacağım Hristiyanlığa atıf yapışını belirtiyorlar. 

   Yapıtta, tanrıça Venüs’ün bir deniz kabuğundan doğduğu ve çıplak güzelliğiyle etrafındakileri büyülediği an resmedilir. Botticelli’nin Venüs tasviri, diğer sanatçılardan farklı olarak biraz erotiktir. Göğsünü ve cinsel organını tam kapatamamış olması dikkat çekicidir. Bu kapatma biçimi sonra birçok heykeltraş tarafından taklit edilmiştir.

image

Knidos Venüsü‘nün kopyası olan Capitoline Venüsü

    Yunan Mitolojisinde  Kronus, babası Uranüs ‘ü hadım edip cinsel organını denize atar. Sonuçta deniz döllenmiş olur ve Venüs denizden doğar. (Aphros köpük demek yunancada).Aphrodit bir deniz kabuğunun içinde yol alarak Kıbrıs’ın güney batısındaki Baf (Paphos) kıyılarına  karaya çıkar. Venüs bu tabloda, bir denizkabuğu üzerinde denizden yükselip, sol taraftaki sol tarafta yer alan Zephyr(batı rüzgarı tanrısı) ve ona sarılmış olan Chloris estirdikleri batı rüzgarı ile su üstünde yol almasını sağlanmış,Zefirus’un da nefesiyle kıyıya taşınmıştır. Zefirus Yunan mitolojisinde baharı simgeleyen tatlı ve hafif batı rüzgarının adıdır. Ayrıca rüzgarlar Venüs’ün üzerine, ortası altın renginde güller dökmektedir.Tabloya ilham veren antik dönem eserlerinde denizkabuğu, vulvayı simgeler. Çıplak olarak betimlenen Venüs’ün yanında, mevsim tanrıçaları olan Horae’den biri bulunur ve elindeki çiçekli pelerin ile tanrıçanın üzerini örtmeye çalışır.   Horai Latin Mitolojisinde mevsimleri simgeyen tanrıçalardır. Zeus’un da kızlarıdır.Bu resimde görünenin de ilkbaharı temsil ettiğini anlayabiliriz. Üzerindeki giysi ve elinde Venüs için hazırlanmış kıyafet ilkbahar çiçekleri ile bezelidir.Horai’nin boynunda Venüs’ü temsil eden mersinden bir çelenk asılı iken gövdesinde ise yine Venüs’ün simgesi güllerden bir kemer yer almaktadır.Zefirus’a sarılı duran yarı-çıplak kadın ise sonradan Flora’ya dönüşecek olan Chloris’tir. Çiçek tanrıçasıdır ve baharın simgesidir. Zefirus bir peri kızı olan Chloris’i kaçırmış ve sonradan da onunla evlenmiştir.Venüs’ün üzerine çiçek desenli bir pelerin örtmek için ona doğru uzanmaktadır.

Tanrıçanın imkânsız uzunluktaki boynu ve sol omzundaki anatomik olarak mümkün olmayan açıya rağmen muhteşemliğinden başta bahsetmiştim. Kimilerine göre bu eser, abartılı ve orantısız insan formlarından dolayı maniyerizm tarzındadır.Tabloda Venüs’ün duruşu, Praxiteles’in Knidos Venüsü  heykelinin yanı sıra, Praxiteles ekolünü takip eden biri tarafından yapılan bir başka bronz Venüs heykelinin M.Ö. 1. yüzyıldan kalma mermer kopyası olan Medici Venüsü’nü de andırır.

images (3)

Medici Venüs

      Botticelli’nin eseri yapmaktaki tek amacı Pagan dinine ait sembolleri seyirciye sıralamak veya Klasik Yunan’a dair bir hikayeyi resmetmek değildir. Aslında Rönesans döneminde özellikle yaygın olan Pagan inanışı ve Hristiyanlığı bir araya getiren bir sentez yaratma amacındadır. Bu gözle bakacak olursak: Venüs aşk tanrıçasıdır ve doğuşu ile dünyaya güzellik getirmektedir, aynı Venüs gibi Hristiyanlık da dünyaya güzellik sunmaktadır. Dolayısıyla bu güzelliği (Venüs’ü, ama aynı paralellikte Hristiyanlığı) takdir edenler ulvi ve kutsal amaçların peşinden gitmektedir. Dönemin Floransa’sında yaygın olan bu inanış Klasik Yunan ve Hristiyanlık düşüncelerini bir araya getirmektedir. Dolayısıyla Venüs’ü konu alan bu eserin bir dini amaç içerdiğini görebiliriz.

    Bu dini amaçla uyumlu olacak şekilde resmin genelinde bir ilahi altın rengi ışığın hakimiyeti göze çarpar. Bu altın rengi ışık varlığını sağ kenardaki portakal ağacının ve bitkilerin yapraklarında, deniz kabuğunun üzerinde ve giysilerdeki yansımalarda göstermektedir.Ayrıca portakal Hristiyan ikonografisinde temizlik ve masumiyeti temsil eder. Sanırım bu özellikler sayesinde bu eseri görebilme şansımız var.

   Turla gittiğim için benim şansım olmadı ama Floransa daki Uffizi Galerisini de görmek lazım diyorum.

 

Araç çubuğuna atla