web analytics

Tag Archives: güney fransa turu

GÜNEY FRANSA’ NIN İNCİSİ-NİCE

Published by:

IMG_7805    Görür görmez aşka inanıyorsanız eğer, ben bu şehre işte böyle birden aşık oldum..Sonuç olarak;güzel İzmir’imi kısa bir süre için bile de olsa , bırakıp yaşayabileceğim başka bir şehir bulmuş oldum.😃Hem cıvıl cıvıl hem huzurlu,hemde dingin bir şehir..nasıl mı? Görmek lazım diyorum…

    Şehir, ismini Yunan Zafer Tanrıçası “Nike” den almış, önceleri “Nikaia” olarak bilinirken, sonradan “Nıce” olmuş.  3000 yıl önce İzmir-Foça’dan yola çıkan denizciler, buraya gelip bu şehri kurmuşlar.Yani anlayacağınız üzere aramızda ki kan bağı da beni içine çekmiş olabilir.😃Hatta şehirdeki en ünlü yerlerden biri olan “Avenue des Phoceens”: “Foçalılar Caddesi” olarak isimlendirilmiştir.Liguria bölgesinde zamanla önemli bir liman haline gelen şehir: MS.7’nci yüzyılda “Cenova Birliği”ne katılır. 800’lü yıllarda ise, bölgede “Emevi” istilası görülür.Uzun yıllar İtalyanların hakimiyeti altında kalan şehir;Fransa, İtalya’ya göre daha zengin ve güçlü olduğundan 1860 yılında yapılan referandum ile Fransa’ya bağlanmış.Tabiki bu güzel yeri sadece Fransız ve İtalyanlar değil,Osmanlılar da ele geçirmeye çalışmış.800px-Landing_in_Villefranche1543 yılında Barbaros Hayreddin Paşa 110 kişilik bir donanmayla İstanbul dan yola çıkar. Niyeti akdenizde İspanyolların hakimiyeti altında bulunan liman şehirlerini ele geçirmektir. Ostia, Messina gibi İtalyan şehirlerini bombalar, Marsilyadan sonra Savoi düklüğünün hakimiyeti altındaki Nice şehrini kuşatır ve bir kaç gün içinde de şehri ele geçirir. Fakat şehirde bulunan kalenin savunmasını kıramaz. Tam dirençleri kırılıp, askerler teslim olmak üzereyken kalenin surlarında bir kadın belirir (Catherine Segurana) .800px-Catherine_Segurane_monument_NiceCatherine “ben bu askerleri popomla yenerim” diyerek poposunu açıp levendlere gösterir. Bizim askerler de “tövbe estağfurullah” diyip arkalarını dönerler.  Bu anı fırsat bulan fransız askerleri de kalenin kapılarını açıp saldırıya geçerler ve kuşatmayı püskürtürler. Kaleyi almaktan ümidini kesen Barbaros Hayreddin Paşa da kuşatmayı kaldırmak zorunda kalır.  Kimi yerde Barbarosun kuşatmayı kaldırmadan önce Catherine’yi bulmak için şehirdeki bütün kadınları gemilere bindirip İstanbul’a getirdiği de söylenmektedir. Kuşatma Catherine yüzünden mi yoksa kışın gelmesi sebebi ile mi kaldırıldı bilinmez ama sonuçta Osmanlı donanması Nice’i alamaz. Segurana ise Fransanın milli kahramanlarından biri olmuştur.tumblr_nwby8wXE4I1ugxfn9o1_500Günümüzde, hala, şehirde içinde bir Osmanlı top güllesi bulunan duvar görülür. Ayrıca: liman yakınlarında “Catharine Segurane Anıtı” bulunmaktadır. Her yıl: 25 Kasım tarihinde “St. Catherine Günü” yani zaferlerini kutlamaktadır.IMG_7796

     1890 yılına gelindiğinde ise, İngiliz aristokratisi, iklimini çok beğendikleri bölgeye yerleşmeye başlarlar.

     Şehir günümüzde, Fransa’nın beşinci büyük şehridir. Yaklaşık 1.000.000 civarında nüfusu barındırır.İngilizlere antipatileri olmadığı için yalnızca Fransızca konuşma sıkıntısı yok bu şehir de.Ayrıca Fransa nın diğer şehirlerindeki  gibi soğuk Fransızlar yerine,güler yüzlü sempatik ve yardımsever insanları görünce şaşırmayın…Tabi ki bunda uzun yıllar İtalyan sempatikliği ile yoğrulmuş olmasının  etkileri var.😉Bu nedenle; o dönemden kalma evlerde tipik İtalyan mimari özellikleri görülüyor. Konuşmayı ve yakın iletişimi seven İtalyanların yaptığı, birbirine yakın binalar ve pencereleri kepenkli evler yanyana sıralanmış

.small-group-evening-tour-and-dinner-in-monte-carlo-from-nice-in-nice-123546

                                                                        Şubat ayında şehri canlı tutmak adına her yıl büyük bir olaya dönüşen’karnaval’ düzenliyorlar.Geçmişi 13’ncü yüzyıla kadar uzanan bu karnaval uluslar arası düzeyde yapılır ve büyük figürlerin geçit töreni, cadde partileri, her yerin çiçeklerle süslenmesiyle bilinir.Temmuz ayında da gayet eğlenceli geçtiği söylenen ‘caz festivali’ ve Mayıs ayında Fete de la Cuisine var. Şehir bu gibi dönemlerde ekstra keyifli oluyormuş biz göremedik maalesef…

     Nice’te konaklamak için çok fazla seçeneğiniz var, çünkü küçük bir şehir olduğu için şehrin göbeğinde konaklamaya çalışmasanız da her noktaya kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

     Eğer bizim gibi şehirleri yürüyerek gezmek konusunda psikopatlık derecesine ulaştıysanız çok yüksek ihtimalle neredeyse hiç toplu taşıma aracı kullanmayacaksınız.

    Nice Havaalanı’ndan şehir merkezine ulaşmak, gideceğiniz noktaya göre taksi ile yaklaşık 25-35 euro civarı tutuyor. Otobüs için bilet fiyatları 1-1,5 euro civarında ve otobüse bindiğinizde şoföre ödeme yapabiliyorsunuz.26 yaş altı “young adult” kategorisine dahil olduğu için indirim var,

    Promenade des Anglais(İngiliz Gezinti Yolu)

promenade_des_anglais_0210 

    Sahil boyunca, batıdaki havaalanına kadar uzanan yol. Bölgeyi meşhur eden İngilizler tarafından, bu isimle anılmaktadır. Bu yol üzerinde  çok sayıda restoran, otel ve kafe bulunmaktadır. Bu yol: 1822 yılında, burada bulunan küçük patikanın yerine, İngilizler tarafından sağlanan para desteğiyle yapılmıştır.

Promenade tarafında hem halk plajları hem de özel plajlar var. Özel plajlar için ücret ödemeniz gerekiyor, karşılığında şezlong, havlu gibi ihtiyaçlarınızı karşılıyorlar. Sahil şeridi kumdan değil, taşlardan oluştuğu için özel plaj mantıklı olabilir.En favori 

Bu yol da yürümek bir gelenek. 1822’de İngiliz kolonisi tarafından deniz kıyısı ve Baie des Anges (Melekler Körfezi) boyunca gezinmek için yapılmış bu yol. Yaklaşık beş kilometreIMG_7779Çeşitli güzel oteller de sahil boyunca ardı ardına sıralanmış burada. Nice’in hatta Cote d’Azur’un sembolü sayılan Hotel Negresco‘da bu yol üzerinde yer alıyor.Bu sahilde ki en göze çarpan yapıdır kendileri.Nice-Discovery-Riviera-Tours-010Otel de gezilir mi demeyin çünkü Negresco sizin bildiğiniz otellerden değil .Öncelikle oldukça pahalı bir otel olan Negresco Orson Welles’ten, Pablo Picasso’ya, Salvador Dali’den Michael Jackson’a kadar birçok ünlüyü ağırlamış. Bunun yanı sıra özellikle lobi bölümü boydan boya inanılmaz sanat eserleriyle dolu küçük bir sanat galerisi tarzında. 5265864105_9cb89c40fc_bBelle Epoque mimari tarzında yapılmıştır. Düğün pastasına benzeyen, pembe kubbelidir. Yapı: 1912 yılında, Niermans tarafından kurulmuştur. Yapıda, özel dekorasyonu bulunan 121 oda ve 24 suit oda bulunur. Fransız sanatının en parlak dönemi olan, 12. Louise modern sanat dönemi temsil edilmektedir. Son yıllarda, 2003 yılında bu yana burada 5 yıldız konforunda bir otel bulunmaktadır.

    Otelin kendinden başka hikayesi daha ilginç;Negresco’nun sahibi Madame Augier, vasiyetinde Negresco’nun tüm kazancının evsizler, sokak hayvanları ve hayvan hakları için kurulmuş bir derneğe bağışlanmasını istemiş. Zaten otelde birçok lüks otelin aksine evcil hayvanınızla konaklama şansınız da var, hatta insanları buna teşvik edebilmek adına odaların bazıları hayvanların da içinde konaklayabileceği şekilde düzenlenmiş. Otel’in Gustav Eiffel’in yaptığı cam tavanı çok etkileyici. Her kat Fransız tarihinde farklı bir dönem referans alınarak tasarlanmış ve dekore edilmiş. Öyle sıra dışı bir otel ki kahvaltı salonunun ortasında devasa bir atlı karınca var.Klise gezmekten sıkılanlar için çok cazip…

      Vieux Nice

4bb34b533e00216773103d46f9e60108Buraların eski şehir bölgesi. Bu sokaklarda çok güzel mağazalar, galeri gibi duran dondurmacılar, kahve ve pastalarına karşı konulamayacak kafeler, sizi bekliyor. Buradaki binalar, evler apartmanlar, panjurlar, panjurlardan sarkan rengarenk çiçekler ve sokak lambaları öyle güzel ki hiç bir şey yapmasanız bile aylak aylak dolaşın aralarında.IMG_7795IMG_7772IMG_7771Sokakları gezmekten yorulduğunuzda Rue Droit’deki Nice’in en fantastik patisserie’si Espuno’yu bulun.  O an canınız ne çekerse yolda yemek üzere alın.Özellikle meyveli tartlardan bolca alın,çünkü biz yolda yemek için aldığımız meyveli tartlara sadece üç metre kadarcık dayanabildik.😂

   Cours Saleya

IMG_7768

Tartışmasız bir şekilde bu pazar şu güne dek gördüklerimiz arasında en sevimli olanlarından biriydi. Burası hem meyve sebze, hem küçük hediyelikler, hem tatlı tuzlu atıştırmalıklar hem de bölgeye özgü sabun ve tuzlar alabileceğiniz oldukça güzel bir pazar. Aslında çiçek pazarı olarak biliniyor ,akşamları da el sanatları sergileniyor. Birde pazartesi günleri antikaların da bulunabildiği bir pazar kuruluyor burada. Etrafı restoranlar, kafeler, dondurmacılar, pastanelerle dolu. Buradan ayrılmak istemeyeceksiniz. Pazar alışverişine gelen Nicelileri izlemek, eski evlerle çevrili bu alanda geçmişe bir yolculuk gibi…12516727     Lokasyon olarak pazar Old Town’un göbeğinde bulunuyor.Hafta içi 17:30’a kadar, hafta sonu 1:30’a kadar kurulu oluyor.Pazar kalkınca yerini ,restaurantların masa ve sandalyeleri alıyor.Yemek yemek veya bir şeyler içmek için ideal.

       Place Rosetti

84119816.DKGHUAAy

       Vieux Nice’de dar sokakların açıldığı en güzel meydanlardan biri Place Rossetti meydanı.Trafiğe kapalı şehrin kalbi.. Bu meydanda 17. yüzyıldan kalma ve süslemeli kubbesiyle ünlü Cathédrale de Ste-Réparate görülmeye değer.5c26c1fcaa7a4ab5f98a939970a95c55_1361443209_l

     Chepelle de la Misericorde

95_4d63a53eb5028_439e456a238a9f6b8ac623553280ca54ee98a259    Adeta bir kilise cenneti olan Eski Nice’te barok mimarinin en ünlü ve göz alıcı eserlerinden biri mutlaka ziyaret edilmesi gereken etkileyici bir şapeldir.Bu barok tarzı kilise: 1970 yılında inşa edilmeye başlanılmış ve özellikle mimari yapısı ilgi çekmektedir. Yaldızlı çizgilerle yapılmış süslemeler ilgi çekiyor..

     Eski Müzik Enstrümanları Müzesi’ne ev sahipliği yapan Palais Lascaris bu bölgede.

    Place Massena

    IMG_7786Her şehrin bir en ünlü meydanı varsa, Nice’in en popüler ve turistik olanı da kuşkusuz Place Massena. Jean Medecin Avenue dahil Nice’in birçok önemli caddesinin orta yerine yer alan, restoranlarla ve mağazalarla çevrelenmiş bu meydan hem turistik açıdan hem de lokaller tarafından gayet popüler bir geçiş noktası.IMG_7787 Meydan öyle bir tasarlanmış ki tarihi doku aynen korunarak kaykay ve paten kayanlardan bisiklete binenlere, yürüyüş yapanlara kadar herkes düşünülmüş.Gündüz soğuk su buharı fışkırtan fıskiyeleri ve de akşamları ışıklandırılmış hali ile çok keyifli bir alan Kış döneminde, özellikle Aralık ayı civarında Massena Square inanılmaz güzel süsleniyormuş.İnternetten indirdiğim resim bunun kanıtı sanırım.HOTEL-NICE-ELLINGTON-MARCHE-DE-NOEL-MASSENA-©-OTC-NICE1 Christmas pazarı, dev bir dönme dolap ve kocaman, ışıklandırılmış bir yılbaşı ağacı..görülmeye değer ne dersiniz?

IMG_7782

Fontaine du Soleil

  Meydanın tam orta yerinde yer alan ihtişamlı heykel ;Yunan mitolojisinden bildiğimiz mitolojide müziğin, sanatın, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısı olan sarışın ve yakışıklı Apollon’a ait.Tepesinde dört adet at var.Heykelin etrafında ise Yunan Mitolojisinden esinlenerek yapılmış bronz 5 adet heykel, farklı gezegenleri temsil ediyor: Dünya,Mars,Venüs,Saturn ve Merkür.IMG_7801

   Meydanda şöyle bir kafanızı kaldırırsanız tepenizde 7 adet oturan insan figürünün yer aldığını göreceksiniz. “Conversation a Nice” aslı bu eser Katalan sanatçı Jaume Plensa’ya ait ve 7 kıtadan 7 insanı sembolize ediyor.Nice de ki sohbet isimli bu eser değişik toplumların birbirleriyle sohbetlerini yansıtıyor.Heykeller gece değişik renklerde aydınlatılınca daha sevimli görünüyor. Açıkcası gündüz çok sempatik gelmediler bana…

    Sonuç olarak Massena meydanı çok eğlenceli bir buluşma noktası. Apollo heykelinin meydanı ikiye böldüğünü varsayarsak sağ ve sol tarafında iki adet sulu alan mevcut. Bu alanlardan bir tanesinde belirli aralıklarla yerden çıkan fıskiyerden meydanın ıslatılması yoluyla ayna etkisi yaratılıyor.Yaz aylarında iseniz fıskiyelerin altından şehri seyredin….

   Castle Hill

IMG_7775

 “Kale Tepesi” şeklinde çevrilebilecek Collin de chateu.Buradan meşhur Nice sahil şeridi manzarasını Old Town görüntüsü ile karışık izleyebiliyorsunuz.Tabi ki  de harika fotoğraflar elde ediyorsunuz.Gelelim işin en zor kısmına ;kaleye çıkmak.😊 Yorgunluktan öleceğinizi düşündüren merdivenleri tabi ki de tırmandık ve de daha kötüsü ,tepeye çıkınca diğer taraftan çıkış için bir asansör olduğu aklıma geldi.Asansörün çalışmaması tahmin edebiliyorsunuz ki beni linç edilmekten kurtardı. Bir diğer etmende görülen manzaranın muhteşemliğiydi.Tüm yorgunluğumuza değdi.IMG_7797   Eğer ayarlayabiliyorsanız küçük trenle çıkmak en mantıklısı.Akşamüstü saatlerinde orada olursanız ,hem gündüz hemde ışıklandırılmış halini görebilirsiniz. Tepede ki  parkı gezerken şehrin doğu sahil tarafını da fotoğraflayabilirsiniz, özellikle Nice’in kalabalık döneminde denk geldiyseniz buradaki sakinlik sizi dinlendirebilir.IMG_7808

St Nicholas Rus Katedrali

nice_146

    İngiliz soyluların sık sık Fransız Rivierası’nı ziyaret etmeye başlamasının ardından Nice’e ulaşan tren yolunun da tamamlanmasıyla birlikte Rus soyluları da Nice gidiyor ve bu bölgeyi beğeniyorlar. Ardından çeşitli anlaşmalar yapılıyor ve katedralin burada kurulmasına karar veriliyor.Mimari açıdan Moskova’daki St Basil’s Katedralini andırıyor.Dış görünüşünde masalsı bir hava var.Rusya dışında bulunan en büyük ortadoks klisesi.Vaktiniz varsagezebilirsiniz.Burası şehir merkezinin biraz dışında kalıyor, dolayısıyla bulunduğunuz noktada toplu taşıma kullanmayı değerlendirebilirsiniz. Ancak eğer tren garı yakınlarındaysanız oradan yürüme mesafesi.

     Museum of Modern and Contemporary Art

DSCN2835

    İlgi çekici,görülmeye değer bir müze.

1990 yılında devletin teşvikiyle kurulmuş olan Modern Sanatlar Müzesi, “yeni Avrupa realizmi” ve “Amerikan pop art” sanat yaklaşımlarından izler taşıyan eserleri barındırmaktadır.

    Museedes Beaux – Arts (Modern Sanatlar Müzesi)

nice-france-musee-jules-cheret-july-2000

 

   Güney Fransa’nın 17. yüzyıl ile 20. yüzyıl arası en iyi sanat koleksiyonlarından birini barındırmakta olan, neo-klasik mimarinin göz alıcı örneklerinden Musee des Beaux – Arts, 19. yüzyılda bir Ukrayna prensesine malikâne olarak inşa edilmiştir.

   Fransız sanatının empresyonistlerden post empresyonistlere değin bir panoramasını sunan müzede Rodin heykellerine rastlamak da mümkündür.

   Tramvay ile gidecekseniz Garibaldı durağında, 4,7,9 ya da 10 numaraları otobüslerden biriyle gidecek olursanız Klein/Defly duraklarından birinde inerek kolayca ulaşabilirsiniz. Zaten binayı görünce burası olsa olsa modern sanat müzesi olur diyeceksiniz.

   Pazartesileri kapalı, diğer günler 10:00-18:00 arası açık.

   Adres: Place Yves Klein. Ücret: 6 Euro.

    Musee Matisse

musee_matisse_1

   Şirin kıpkırmızı bir villa içerisinde ,sanatçının resim, heykel, seramik gibi birçok farklı alanda çalışmasının yanı sıra müzeye bağışladığı ya da miras bıraktığı eserleri de yer almaktadır.

    1917 – 1954 yılları arası Cimiez tepelerindeki evinde yaşamış olan ve burada ölen ünlü ressam Matisse, ölmeden önce en güzel eserlerinden oluşan büyük bir koleksiyonu çok sevdiği bir şehir olan Nice’e hediye etmiştir. Matisse hayattayken, kendisinin de desteği ile kurulduğu için çok daha işlevsel bir müze olmuş.Bağışlarla da giderek zenginleşen müze, ünlü ressamın 1890 yılından itibaren yaptığı tüm çalışmaların bir özeti niteliğinde. Ayrıca sanatçının heykeltıraş yönünü sergileyen heykel eserlerini de müzede ziyaret etmek mümkün.

   Adres: Avenue des Arenes de Cimiez. 15, 17, 20, 25 numaraları otobüslerden herhangi birisi ile “Les Arenes/Musee Matisse” durağında inmeniz gerekiyor. Toplu taşımasız ulaşmak çok güç, çünkü çok yokuş.

     10:00-18:00 arası açık. Giriş 6 ya da 10 Euro 

   Musee Chagall

indir (3)        Beni sadece sevgi ilgilendirir ve sadece sevdiğim şeylerle ilişki halindeyim diyen Marc Chagall ın eserleri, özellikle hikayeleri ile birlikte inceleyerek okuduğunuzda gerçekten çok etkileyici.    

     36 Avenue Dr Menard üzerine yer alıyor. Bu da Cimiez tarafında olduğu için Musee Matisse ve Musee Chagall’ı aynı güne denk getirmeniz gayet mantıklı olur. Matisse yakınındaki duraktan buraya ulaştığınız istikamete doğru giderseniz kolayca ulaşabilirsiniz.

       26 yaş altı indirim uygulanıyor,unutmayın.

     Parc Phoenixphoenix-parc-floral-de

     Nice’in en popüler şehir parklarından bir diğeri. İçinde Asya Sanatları Müzesi, Avrupa’nın en büyük seralarından biri ve botanik bahçesi mevcut. Vaktiniz varsa uğrayabilirsiniz.

     Parc Floral du Phoenix ve Musee des Arts Asiatiquesparc-phoenix-1-640x480

    1990 yılında açılmış olan Parc Floral du Phoenix, bir hazineyi andıran doğası ile Nice şehrinin övünç kaynaklarından biridir. 7 hektarlık bir alan üzerine kurulu olan Parc Floral du Phoenix üzerinde dünyanın en büyük camdan evi; paha biçilemez “Diamant Vert” (yeşil elmas) bulunmaktadır.

     Duvarları 7 tropik iklimi oluşturan bir yapıya sahip olan bu camdan ev içerisinde dünyanın en nadir bitkileri, ayrı iklim çeşitlerine ait olsalar da tek çatının altında yetiştirilebilmektedir.

    Adeta bir doğa hazinesi olan bu dev parkın içerisinde bir hazine daha yer almaktadır: Ünlü Japon mimar Kenzo Tange tarafından dizayn edilmiş Asya Sanatları Müzesi (Musee des Arts Asiatiques), yapay bir göl üzerinde yüzer bir hâlde inşa edilmiştir. Sayısız tropik kuşa ev sahipliği yapan müzede, kabile dönemi ilk insanlarından kalan el yapımı çanak, çömlek ve savaş aletleri, çağdaş sanat eserleriyle birlikte harmanlanarak sergilenmektedir.

   Her cuma gününün “Asya günü” olarak kabul edildiği müze içerisinde o günlerde Asya kültürüne yönelik adetler yaşatılmakta ve enstantaneler oluşturulmaktadır.

    Espace Ferrero

    Nice’in modern sanat konusunda başarılı olduğunu kanıtlar nitelikteki bir diğer galeri. Öğrencilere ücretsiz, Place Gautier üzerinde bulunuyor ve girişi 10 Euro.

    Musee des Beaux-Arts de Nice: Nice’in güzel sanatlar müzesi. İçeride birçok Fransız sanatçının eserlerini bulabilirsiniz. Avenue des Baumettes üzerine yer alıyor.

      Monument aux MortsMonument-aux-morts

    Akdeniz’in masmavi sularının yanında bir kuğu gibi bembeyaz göğe doğru yükselen bu görkemli anıt, Birinci Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden 4000 Nice vatandaşının anısını yaşatmak için inşa edilmiştir.

     Tamamı beyaz taş kullanılarak ve kabartmalar eşliğinde süslenerek inşa edilen göz alıcı anıt, Fransa’da bulunan bu tarz anıtların en büyüklerinden biri konumundadır. Anıtın ortasında yer alan küllerin bulunması gereken vazoda, hayatını kaybeden askerlerin kayıt numaraları yer almaktadır.

     Musee International d’Art Naif (Uluslararası Naif Sanat Müzesi)nice-musee-art-naif-batiment

1973 yılında Fourny Max ve ressam eşi Francoise Adnet tarafından kurulan müze, uluslararası birçok naif sanatçının eserlerinden oluşan çok değerli dev bir naif sanat eseri koleksiyonuna sahiptir.

   Eğitim görmemiş amatör ressamların eserilerine verilen isim olan naif sanat eserlerine karşı olan tutkusu Fourny Max’i Fransa’nın sayılı sanat koleksiyonerlerinden biri hâline getirmiştir.

   Müzelerde genellikle rastlanılan sanat eserlerinin aksine Fourny Max, naif sanatçıların özgürce yarattığı Nuh’un gemisi, halk şarkıları, atasözleri, ağaç heykelleri gibi sanatın çok çeşitli dallarına ait öğeleri koleksiyonuna katmıştır.

   L’Operaxl_avatar
    Opera, güzel ve tarihi bir binada yer almaktadır. Rue Saint François de Paule bölgesindedir.
Denizin hemen karşısında, kent dokusuna uygun olarak yapılan opera binası, daha önce, yangında yok olan tiyatro binasının yerine yapılmıştır. Tasarımda özellikle barok stiller kullanılmış.

        Alışveriş

     Place Rosetti civarın da Alziari. Burası zeytin ve zeytinyağı ile ilgili her şeye sahip.Oliver de aynı güzellikte.Place Massena’nın sağında ve solunda yer alan sokaklar alışveriş için hoş yerler. Avenue de Suède ve Avenue de Verdun Rue Paradis’de  bir çok Fransız markasına rastlayabilirsiniz.

   Place Masena’ya çok yakın bir çikolata dükkanı var. Adı Maison-Auer. Özellikle portakal kabuklu çikolata çubuklarını öneriyorlar.

    Eğer eviniz için alışveriş yapmak isterseniz, görmeye alışık olmadığınız tarzda dekorasyon fikirleri ve objeleri için Place Massena yakınındaki L’etoile de l’Opera mağazasına uğrayın. Çok ilham verici bir mağaza açıkçası. Evinizde uygulayabileceğiniz bir sürü yeni fikirle çıkarsınız kesin oradan.

    Kıyafet alışverişi için 3 ana seçeneğiniz var;

    Avenue Jean Medecin: Burası Nice’in en büyük alışveriş caddesi olduğu gibi turistik anlamda da en popüleri ama çok da büyük bir özelliği olduğunu söyleyemeyeceğiz, ancak yine de Türkiye’de bulunmayan 3-5 markaya ve yol üzerine mola verebileceğiniz kafelere denk gelebilirsiniz. Ünlü Galeries Lafayette de bu cadde üzerine bulunuyor.

     Rue Massena: Bu cadde, Avenue Jean Medecin’in çok yakınında bulunuyor ve şehrin ana alışveriş caddelerinden bir diğeri. Yine çoğunlukla bildiğimiz markalardan, kafelerden ve fast food restoranlarından ibaret.

   Rue Paradiso: Burası yukarıdaki diğer iki caddeye kıyasla daha pahalı tasarımcıların (Chanel, Armani vb.) ve markaların bulunduğu, biraz daha küçük bir sokak.

      Nerelerde yiyelim ve içelim?

       Çiğ sebze ve tuna balığı ile hazırlanan “Salade niçoise”, nohutlu çıtır gözleme “Socca”, biber,kabak veya patlıcan dolması “Farcis”, ançuez ve soğanlı tart “Pissaladière”, zeytinyağında kızartılan sebze garnitürü “Ratatouille”, kabak çiçeği dolması “Beignets de fleurs de courgettes”, taze deniz mahsülleri, kruvasan, dondurma, Rose şarap.Bölgenin en leziz şarapları “Bellet” bağlarında üretilen üzümlerden yapılır. Bellet Şaraplarından “beyaz” ve “gül” şarabını öneriyorlar.Yemek derseniz, bu şehirde muhteşem bir salata yapıyorlar “Nice salatası” nı deneyin. Zeytinyağlı bu salata içinde: pişmemiş sebzeler bulunur ve iki ekmek parçası arasında yenilir.

  • Görkemli opera binasının yanıbaşında bulunan Bistrot de L’Opéra geleneksel bir Fransız restoranı.
  • 1956 yılından beri hizmet veren ve Rue Masséna’da yer alan Taverne Masséna güzel bir tercih olabilir.
  •  Deniz mahsüllü güzel bir öğle yemeği için önerimiz; Rue Masséna’da yer alan Boccacio.
  • Aynı cadde üzerinde bulunan Restaurant Le Milo’s dünya mutfağıyla yaklaşık 40 yıldır hizmet veriyor.
  • 1908 yılında açılan ve Garibaldi Meydanı’nda bulunan Café de Turin’de her türlü deniz mahsülünü taze yiyebilirsiniz. Günün her saati dolu olan restoranda akşam yemeği için önceden rezervasyon yaptırmanız şart.
  • Güzel bir havada, Akdeniz’e karşı keyifli bir yemek yemek istiyorsanız La Réserve’i atlamayın! Mutfağın esas yıldızı deniz mahsülleri olsa da et yemekleri ve hamur işleri de oldukça başarılı.
  • Nice’in en iyi dondurmacısı olan Fenocchio’da 30’un üzerinde sorbe ve 50‘nin üzerinde dondurma çeşidi bulunuyor.
  • Cours Saleya’da yemek için Le Safari’yi deneyin. Nice’teki muhtemelen en iyi pizza burada. Ö
  • Nice’te canınız Fransız usulü midye yemek isterse L’Abbeye iyi.
  • Place Rossetti civarında deneyebileceğiniz başka bir restoran da La Maison. Sevimli bir pizzeria.
  • L’Ane Rouge: Deniz ürünleri çok iyi. Özellikle bir balık çorbası yapıyorlar. Nice’te efsane olmuş. 
  • La Claire Fontaine
  • Zucca Magica: Çok iyi vejetaryen restoranı. İlla vejetaryen olmanıza gerek yok. Et, balık, pizza ve makarnadan sıkıldıysanız buradaki yemekler size çok iyi gelecek.
  • La Merenda: Menüsü olmayan, küçük bir restoran. Her gün tahtaya günlük menülerini yazıyorlar. 
  • La Brasseria du Cours Pazar yerinin orda bulunuyor.Yukarıda saydığım restaurantların çoğu öğlen kapalı olduğu için burada yedik;ortam ve yemekler güzeldi.
  • Sadece geceleri açılan ve en eski barlarından biri olan La Trappa’da birşeyler içmek de keyifli

    UlaşımIMG_7201

     98 numaralı otobüs ile şehre 4 Euroya gidebilirsiniz. Havaalanından tren metro vb yok. Cannes ve Grasse gibi ana şehirlere otobüs olmakla beraber eğer başka bir noktaya gidecekseniz en iyisi şehirden aktarma yapmak. Elinizde valiz olması çok problem yaratmayacaktır ve aldığınız bilet 1 gün boyunca geçerlidir Otobüs her yere 1 Euro iken tren ise 3-5 Euro tutabilir.

   Pek çok merkezde petite train denen küçük şehiriçi gezi trenleri veya gezi otobüsleri ile kişi başı 5-7 euro arası bir bedel ödeyerek 1 saate yakın gezebilirsiniz. İsterseniz bazı duraklarda inip bir sonraki tren gelene dek keşif yürüyüşleri yapabilirsiniz.

   Ev kiralama

İnternetten Nice Apartments Vacation Rentals gibi kelimeleri aratırsanız karşınıza çok sayıda alternatif çıkacaktır.  Bunlarla gerek önceden ödeme yaparak gerekse son anda yapacağınız mesajlaşma ile vardığınızda ödeyerek anlaşabilirsiniz. İnternette kiralayacağınız evin tüm fotoğraflarını görecek ve aynen yazılı özellikler ile karşılaşacaksınız. Elbetteki ne kadar erken davranırsanız en iyi evleri kaparsınız. Şehrin eski kısımlarındaki eski evler dahi içleri yenilenerek kiraya verildiğinden konaklama için romantik alternatifler olabiliyor.

     Bu bölümü neden bu kadar detaylı anlattım?

Yazları şöyle bir aylığına gidip orada yaşamak ne kadar güzel olurdu değil mi?Van Gogh ne demiş;

“Resmimi hayal ederim ve daha sonra hayalimi resmederim. “iş artık resmetmeye kaldı.😍

 

MARSEİLLE-MARSİLYA – GÜNEŞİN TERK ETMEDİĞİ ŞEHİR

Published by:

cote-dazur-balayi-76_b

Güney Fransa tatil gezimizin başlangıç noktası Marsilya…..

Farklı sitelerden okuyarak gittiğimiz bu şehir için genel kanı;çok beğenilmemiş ve hatta güvenlik sıkıntısından dolayı kalış hiç önerilmemiş şeklinde idi..Şehirler ve insanlar arasında farklı çekimler olduğunu düşünürüm her zaman,o yüzden bu tür yorumlardan etkilenmeden kişiler kendileri karar vermeliler bir şehri sevip sevemeyeceklerine.İki gece kaldık bu liman şehrinde ve bir gününü şehri gezerek bir gününü çevre köylerini gezerek geçirdik ve inanılmaz keyif aldık.

Gelelim şehrin genel özelliklerine;

Fransa’nın güney doğusunda bulunan, Bouches-du-Rhône ilinin ve Provence-Alpes-Côte d’Azur bölgesinin merkez şehri, 2009 nüfus sayımı’na göre 850.602 nüfusuyla Fransa’nın 2. en büyük kentidir.Avrupanın en büyük kara alanına sahip şehridir.Deniz kıyısı 57 km dir.Akdenizin en büyük ticaret limanı:240 m2 alan ile,Avrupanın da 4. büyük liman kentidir.

Kenevir üretiminde dünya da ilk sıralarda yer aldığı için yakın bir döneme kadar uyuşturucu ve bataklık şehri olarak adı anılmış.Güvenlikteki sıkıntıda buradan geliyor sanırım ama biz gece yarısı sokaklarında çok rahat dolaşabildik.Yinede siz özellikle kapkaççılara karşı çok dikkatli olun,bu kadar kişi boşuna uyarmamıştır diyorum.Çok farklı kültürleri barındırdığı için fransızlar buraya “Mars Gezegeni” adını takmışlar.Özellikle Cezayir kökenli kuzey Afrikalı insanlar çoğunlukta.. IMG_8161

M.Ö 6.yy da 12 İyon şehrinden biri olan Phokaialıların İzmir yakınlarındaki Foçayı kaybettikten sonra eski limandan girerek burayı kurmuş.

2500 yıllık bir tarihe sahip olan şehir için tarihteki en anlamlı olayları; 1792 yılında,Fransa devrimi sırasında devrimci hükümeti savunmak için 500 kadar gönüllünün Paris e buradan yürümesi ve bu yürüyüş sırasında söyledikleri ‘devrim için toplanma çağrısı’ nın ileri ki yıllarda ‘Le Marseillaise’olarak bilinen Fransa ulusal marşı olarak kabul edilmesidir.Marşı gitmeden dinlemek isterseniz www.youtube.com/watch?v=eLRgAwGsE4c i tıklayabilirsiniz..biz merak etmiştik 😉

1996 dan beri Dünya su başkenti,

2013 de Avrupa  kültür merkezi veee en çok ilginizi çekebilecek olanda 2016 Avrupa futbol şampionası burada planlanıyor…IMG_8137  Notr Dame de la Garde nin bahçesinde çekebildiğim kadarıyla “Velodrome Stadı”nı görüyorsunuz.Üzeri tamamen kapalı,67000 kişi kapasiteli ve içersinde mağazalar,otel ve spor kompleksleri bulunmaktadır.Musee Boutique de L’om-Om Müzesi ve Mağazası kompleksin içindedir.Efsanevi, yerel futbol takımının geçmişine ait izler bu müzede sergilenmektedir. Müze: stadyumun avlusu içinde, mal satan büyük mağazanın köşesindeki cam dolaplarda sergilenen objelerden oluşmaktadır. Burada, bazı kararmış kupalar, ünlü yıldızların formaları, kalecilerin eldivenleri ve ayak izleri görülebilir. Ayrıca, bulunan diğer hediyelik eşyalardan mutlaka bir şeyler bulup satın alabilirsiniz.

Ülkenin en büyük kruvaziyer limanı burada bulunmaktadır ki, bu limanın yıllık yolcu kapasitesi: 700.000 kişi kadardır.

İklimi ;  Başlıkta belirttiğim gibi 300 gün güneşli ,yazın 25-26 derece ,kışın 12-15 derece civarında ısıya sahip.Biz Ağustos 15 gibi oradaydık püfür püfür esen harika bir hava vardı🌄

Neleriyle ünlü bu şehir derseniz ;lavanta tarlaları,zeytin yağlı sabunları,santon adını verdikleri el yapımı bibloları..

Nerelerden alış veriş yapalım??

   Flea Market-Le Marche aux Puces:

Burası, şehrin bit pazarıdır. Burada: ağırlıklı olarak Arap meyve, sebzeleri ve el üretimi objeler satılmaktadır. Öte yandan buranın bir başka özelliği daha var. Ucuz pizza, kuskus, kahve, Kuzey Afrika pasta ürünleri ve kebap tatmak isterseniz, buradaki küçük yemek yerlerini denemeniz gerekir. Adres:130 Chemin de la Madrague-Ville, 13015

Santos Market-Foire aux Santons:
Burası Noel pazarıdır ve eski bir geçmişe sahiptir. Burada, ilk Noel pazarı, 1803 yılında açılmıştır. Burada: kil figürler satılıyor.Adres: Vieux-port, Quai des Belges, 13001

Craft Market-Les Artisanales du Vieux-Port:
Burada: özellikle Marsilya sabunu, provençal bal ve zeytin ve zeytin ürünleri bulup satın alabilirsiniz.

Fish Market-Marche aux Poissons:
Buradan, günlük taze balık satın almak mümkündür. Bunlar: beklerken sizin için temizleniyorlar. Ama, saat 13.30 da kapanıyor.

     Ulaşım??

“Marseille Provence Airport” isimli havaalanı, şehir merkezine 30 km. uzaklıktadır .Havaalanından hareket eden otobüsler, yolcularını, şehir merkezindeki Saint Charles Tren Garına getirebiliyor. Buradan da, taksi yada metro ile, istediğiniz yere geçebilirsiniz. Otobüsler: 05.10-00.10 arasında, her 20 dakikada bir hareket ediyor. Yolculuk süresi, 25 dakika sürüyor ve ücreti, 8.50 euro imiş.
Havaalanı ile şehir merkezi arasında taksi tercih ederseniz, muhtemel ödeyeceğiniz ücret, gündüz için 40 euro, gece için ise 50 euromuş
Marsilya ile diğer bazı şehirler arasındaki, hızlı tren ile ulaşım süreleri : Marsilya-Lyon arası, 1 saat 50 dakika, Marsilya-Lille arası: 5 saat, 20 dakika, Marsilya-Bruxelles arası: 5 saat 20 dakika, Marsilya-Toulouse arası: 3 saat 20 dakika, Marsilya-Geneve arası: 4 saat 45 dakika,Marsilya-Nice 50 dk ve 17 euro
İki tane yer altı metro hattı var. Bu hatlarda: M1-Mavi çizgi: genellikle doğu-batı yönünde hareket eder. M2-Kırmızı çizgi ise, güneyden kuzeye çalışır. Her iki hatta Castellane bölgesinin güneyinde kesişir. Onlar üzerinde: 30 otobüs hattı ve iki tramvay hattı bulunmaktadır.
Metro, her gün: saat: 05.00-22.30 saatleri arasında faaliyettedir. Cumartesi-Pazar günleri, metro hattını: saat: 00.30 ile 05.00 arasında “fluobus” denilen sistem devralıyor.marseille-map
Tramvaylar, her gün saat: 05.00-00.30 arasında faaliyet sürdürmektedir.   Tek bilet alabildiğiniz gibi, 10 yolculuk için kart birde 3 günlük sınırsız kart da alabilirsiniz.

Alternatif  olarak bisiklet de kiralayabilirsiniz

Şehri gezmek için “petit train” dedikleri mini trenleri de var.Bunlar mavi beyaz renkte olup,Marsilya üniforması renginde.Bu trenler ile Eski liman-Notr Dame de la Garde arasını gezebilirsiniz.1Özellikle Notr Dame de la Garde ye bununla çıkın yoksa grubu oraya tırmandırdığım için söylenenleri ki tahmin ediyorsunuzdur,sizde yanınızdakilerden duymak istemezsiniz.😜

Le grand tour; Bu üstü açık otobüs 1-1,5 saat süreli şehri gezdiriyor.Erişkin 18 euro,çocuklar için 9 euro.

Artık seçim size kalmış.Biz bunların hiç birini değil ;aslında araba kiraladık ama şehri yürüyerek dolaştık😍otopark ücretleri ve otoban geçiş ücretleri muazzam uçuk fiyatlı bahsetmeden edemeyeceğim.😁 otelin otoparkına günlük 35 euro ,otoban geçişleride 4 -15 euro gbi değişen fiyatlar ödedik..Otelden aldığımz haritada renkli hatlar işaretlenmiş ,bu hatları kaldırımlara da işlemişler.Takip ederek önemli noktalara ulaşabiliyorsunuz.Bu sistemleri çok etkiledi.

Şehir içi turlar dışında, feribotlarla Marsilya civarındaki plajlara  gidebilirsiniz. “Cassis” ve “Calanques” ’e kalkan feribot turlarını var. Prado Sahil Parkı da deniz gezisi için bir başka alternatifiniz. Vapurlarla bu parka rahatlıkla gidebilirsiniz. Buralarda sörf dersleri alma imkânınız da var. Ayrıca parkta yer alan paten pistinde de hoşça vakit geçirebilirsiniz.

St.Charles Garı:

Tren garlarının yüksek bir mekana kurulabileceğini hiç düşünmemişsinizdir..Birçok Fransız filmine mekan olan bu yapı: şehrin yüksek tepelerinden birinin üzerine kurulmuştur. Garı, şehir merkezine bağlayan “Boulevard d’Athenes” caddesi üzerinde, alçalarak ilerleyen merdiven basamakları üzerinden, şehrin muhteşem manzarası izlenebilmektedir.Burası, şehrin ana tren istasyonudur. 1848 yılında hizmete açılmıştır.
Çatı bir kubbe çevresinde “U” şeklindedir. Küçük bir tepe üzerinde bulunan istasyon, anıtsal merdivenlerle şehir merkezine bağlanmıştır. Merdivenlerin iki yanında, heykeller bulunmaktadır. Bu heykellerde: Doğu ve Marsilya’nın Yunanca kökenlerini simgeleyen kadın figürleri bulunur. Merdivenler, ilk olarak 1925 yılında açılmış, ancak heykeller 1927 yılında tamamlanmış.
Günümüzde, bir çok çevredeki Fransız kasabasına buradan ulaşılmaktadır. Ayrıca, yüksek hızlı trenin güney ucu da buraya kadar uzatılmıştır. Hemen bitişiğindeki otobüs istasyonundan ise, yine çevredeki birçok yere ulaşım sağlanır.
Gezgindir Gezenin adi - Provence baskenti Marsilya foto 10 Gare de Marseille St.CharlesGezgindir Gezenin adi - Provence baskenti Marsilya foto 11 Gare de Marseille St.Charles

 

Şehre trenle gelenleri şehir işte bu manzara ile karşılıyor

 

Festival Danse et des arts Multiples yani dans festivali bütün yaz devam ediyormuş fakat biz denk gelmedik..

 

 

Neler yenir,içilir  buralarda??

Portakal esansı ile yapılan Navetta denilen kurabiyeleri var.Four des Navettes isimli fırından yemelisiniz. 232 yıllık bu fırın hala kurabiyelerinin sırrını açıklamamış..Beğendiniz mi diye sorarsanız bir parça tadımlık alın beğenirseniz devam edin diyeyim çünkü ben 4 kurabiyeyi 7 kişiye yediremedim😉58664830

Marsoillotes dedikleri ballı,portakallı, anasonlu ve çikolata kaplamalı şeker ilecalissons-2

Callissons dedikleri tepesi şeker hamuru kendisi badem ezmesi olanların tadlarını beğendik✨

Pastis1Pastis, bizim rakı gibi sulandırılarak içilen, ancak suyla karıştırıldığında hafif sarımtırak renk alan Fransız içkisi ya da rakısı var.İçimi cok hafif diyorlar ama rakıyla aram pek olmadığından ben denemedim.

  Yemek kültürlerinin temelinde zeytinyağı ve sarımsak bulmakta.Baharatlı yemekler,balık,kabuklu deniz ürünlerini denemelisiniz.

Boullabaisse;Sarımsak ve safran sosla gelen balık çorbası;Miramar isimli limandaki restoran da yememizi önerenleri dinleyip gittik, kapalıydı sadece üzerinde ismi var, içi boştu.Soupe au pistou,pieds et pagues ve Marsilya pizzası da önerilen  diğer lezzetler..

   Nerelerde yiyelim?

  Etkilenmediklerini söyleseler de İtalya havasını hissediyorsunuz.Akdeniz yemekleri ve deniz ürünleri bulabileceğiniz restaurantlar;

La Passerella; 52 rue Forniguer adresinde :+33 4 91 33 03 27  çok şirin bahçe içinde ,mutlaka rezervasyon yaptırın küçük bir mekan ve dolu oluyor.Muhteşem başlangıç ve sıcaklar..nefis şaraplar..özellikle kızarmış sebze tabağına bayıldık.Kış aylarında iseniz chateau la coste için.

il-giardino

“L’Epuisette”,Chez jeaneau,Chez Fonton bunlar öğlen kapalı,Le Confine,Pele Male,Au Vieux Clockser önerilen restaurantlardan  bazıları… sadece lütfen gitmeden açık olup olmadıklarını teyit edin…

Genel tatil günleri:  25 Aralık noel  1 Ocak;yeni yıl    8Nisan;paskalya günü  1Mayıs;işçi bayramı  8Mayıs ;zafer günü  14 Temmuz ;milli bayram  11Kasım ;ateşkes günü  mağazalar ve çoğu mekanlar bu günler kapalı aman dikkat!!

  Mağaza ve dükkanlar genelde 10:00-19:00 arası açık olup zeytinyağlı sabunları alın diyorlar😊Bu sabunlar her ne kadar Marsilya sabunu olarak bilinse de ,bir zamanlar bu sabunların gemilerle “Halep” ten geldiği söylenmektedir.Dükkanlar öyle şirin ve rengarenk olunca zaten almadan duramıyorsunuz…

ARTIK Şehri gezmeye başlayalım…..

marseilles-map

 Şehir Vİeux-port denen eski bir limandan oluşuyor.Burası ve çevresi şehrin kalbini oluşturuyor.Suit Nova otel Marseille centle kaldığımız için yürüyerek Cathedrale de la Major den gezmeye başladık.

IMG_8157

Esas olarak şehrin katedrali burasıdır.2’nci yüzyılda: Fransa’da inşa edilecek ilk katedral: Sainte Marie Majeure adıyla bilinir. Çünkü: kendini halka sevdirmeyi amaçlayan Prens Louis Napolyon Bonapart: Marsilya şehrinde böyle bir yapının yapılmasına karar verir. 1852 yılında katedralin yapımına başlandığında, aynı dönemde birçok yapı da, şehirde hızla yükselmeye başlar. Ancak: yapı için yeterli para bulunamaz ve yapı bitmeden mimar ölür. Bu kez işin başına, şehirdeki diğer birçok binada imzası bulunan mimar Henri Esperandieu geçer ve yapı 1893 yılında tamamlanarak, 1896 yılında kutsanır.
IMG_8156

IMG_8155IMG_8146
Bizans ve Gotik mimari stillerin karışımı olan yapı: bu görkemli dönemin refahını yansıtır. Kubbe: dünyanın en büyük altıncı kubbesidir ve yüksekliği 70 metredir. Uzunluk ise, 142 metredir. 3000 kişi kapasitelidir.
Evet, günümüzde, her yıl 15 Ağustos tarihinde, burada dini bir kutlama yapılmaktadır. Bu kutlamada “Meryem” in altın heykeli, tören alayı tarafından taşınır.

 Limanın kuzeyinde Musee des de I’Europe et de la Mediterranee-MuCEM:

IMG_8174

Müzenin ön kısmından liman girişi

ml_mucem_marseille_01_980Burası: Fort Saint Jean yanında; 17’nci yüzyıldan kalma bir site içinde: 2013 yılında açılan: Avrupa ve Akdeniz Uygarlıkları Müzesidir. Müze: Avrupa ve Akdeniz medeniyetlerine adanacaktır. Müze binası ise: mimar Rudy Ricciotti tarafından tasarlanmış olup “taş, rüzgar ve su” temaları işlenmiştir. Müze içinde: 500 koltuklu bir oditoryum, kitapçı ve restoran bulunmaktadır.

Kıyıdan yürüyerek limana doğru ilerliyoruz.Vieux port;IMG_8140 (2)
MÖ.600 yıllarından bu yana; şehrin doğal limanı olarak kullanılmıştır. Özellikle: şehir büyüdükçe, limanda önem kazanmış ve deniz halatının yapımında kullanılan “kenevir” üretimi artmıştır. 1800’lerin sonlarına gelindiğinde: Marsilya limanından, yıllık 1000 geminin geçtiği söyleniyor. Ancak: zamanla buhar; yelkenin yerini devralır. Bunun üzerine, bu liman çok sığ olduğundan (limanda denizin derinliği 6-20 metre arasındadır), buharlı gemilerin yanaşabilmesi için “La Joliette” bölgesindeki yeni rıhtım inşaatına başlanır. Yani, sonuç olarak, günümüzde, bu liman, yalnızca gezi tekneleri, yatlar için kullanılır olmuştur. 3500 yat kapasiteli ve 14 marina bulunan burada, ayrıca geleneksel balıkçı tekneleri ve diğer bir kısım küçük tekne barınmaktadır.

                    Fort Saint Jean

fortsaintjeanEski Liman girişinde, Louis 14. tarafından, 1660 yılında inşa edilmiş: birbirinin karşısında bulunan kalelerdir. Kalelerin yapımında: imparator tarafından: kalelerin Marsilyalı isyancılara karşı değil, şehrin dışarıdan gelecek tehlikelere karşı savunulması için inşa edildiğini belirtmek üzere, toplar, içeriye değil, dışarıya doğru yerleştirilmiştir. Fransız Devrimi sırasında ise, kaleler: bir hapishane olarak kullanılmıştır.

   Fort Saint Nicolas

34-Marseille1 (1)

Grand Theatre-Opera Binası:
IMG_8177Marsilyalılar: tiyatro ve operaya karşı hep bağlı olmuşlardır. Bu yüzden, şehrin çeşitli yerlerine, çeşitli tiyatrolar inşa edilmiştir. Ama: şehrin en büyük tiyatrosunun inşaatı; 1781 yılında başlamış ve 1787 yılında açılmıştır. Mimar: Benard’dır. Neo-klasik tarzda yapılan yapıyı: bir müzik ve dans tapınağı olarak tasarlamıştır. Devrimin ardından: birçok büyük opera sunumu olmuştur. Ayrıca: önemli opera eserleri Fransız prömiyeri, burada verilmektedir.
Ancak: 1919 yılındaki elektrik tesisatından çıkan bir yangında, tiyatro ve sahne tamamen yanarak yok olur, sadece temel duvarları ve sütunları kalır.
1921-1924 yılları arasında, Raymond Ebrard tarafından, bu kez, art-deco tarzında, Opera yeniden yapılır. 1800 seyirci kapasitelidir.
Tüm alanlarda, yaratıcı sanatçılar ve teknisyenler tarafından yapılan resim, heykel, mozaik ve ferforjeler kullanılır. Özellikle: sahne tarafında, heykeltıraş Antoine Bourdelle tarafından yapılan büyük bir friz ilgi çekmektedir.
Yapının ön tarafında bir yazı göreceksiniz ki bu yazının anlamını “Afrodit güzellik, Apollo ritim, Pallas denge, Dionysos hareket ve hayat”diye çevirdim ama grupta farklı yorumlar olmadı değil…😜

Palais du Pharo-Pharo Sarayı:
IMG_8148Açık denizden ayrılan koyun adı “Pharo” olarak geçmektedir. Koy üzerinde bulunan höyük, ilk olarak 14’ncü yüzyılda dikkat çekmiştir. Daha sonraki tarihi süreçte: Cumhurbaşkanı Louis-Napolyon, Eylül 1852 tarihinde, burayı ziyaret ettiğinde, “su kenarında bir ev olması” arzusunu dile getirir. Yılın sonunda, kendisinin ikameti için bir yer yapmak üzere, mimar Vaucher görevlendirilir. La Reserve ve Pharo: kendi adına, seçilen kendisine ait siteyi bağışlamaya karar verir ve bağış kabul edilir ve saray yapılır. Ancak: saray İmparator tarafından hiç kullanılmamıştır. Napolyon’un ölümü üzerine, İmparatoriçe Eugenie: sarayın tek sahibi olur ve sarayı şehre bağışlar. 1904 yılına gelindiğinde ise, yapı: Tıp Fakültesi haline dönüştürülür.
Bu yapı: olağanüstü konumu sayesinde, limana güzel bir görünüm kazandırmıştır. Ayrıca: yıllık 60.000 kişi kapasiteli bir konferans merkezi bulunmaktadır. 900 kişilik bir oditoryum, 1200 m. karelik sergi salonu, 500 m. karelik restoran bulunmaktadır.

Hotel de Ville-Belediye Binası:Hôtel_de_ville_de_Marseille_2
Burası: 17’nci yüzyıldan kalma, Barok mimari özellikler taşıyan bir binadır. Eski limanın tam merkezindedir. 1943 yılındaki Alman işgali sırasında, nadiren zarar görmeden günümüze ulaşmıştır.
IMG_8287Yapılış amacı: denize bakan, ihtişamlı bir cephe oluşturmak ve üzerinde bulunan kraliyet makamını temsil eden gemi maketleriyle, kıyıda bir ihtişamlı yapı oluşturmaktır. Bina: Fransız Devrimi sırasında da yıkımdan kurtulmuştur. Yapı: 1948 yılında, Ulusal anıt ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

La Canebiere Caddesi:IMG_8300IMG_8301

Şehrin eski bölgesinin tarihi bir sokağıdır ve 1 km uzunluğundadır ve ilk olarak 1666 yılında yapılmıştır. 1928 yılında ise: Eski Limana kadar uzatılmıştır. 1852-1870 yılları arasındaki dönemde: bu cadde, yoğun entelektüel ve iş faaliyetleri, kafeler ve yüksek sınıf otel ve mağazalarla dolmuştur. Özellikle: 1871-1940 yılları arasında caddenin güzelliği en üst düzeye ulaşmış ve dünya çapında tanınmış,lacanebiere Marsilya ve limanın bir sembolü haline gelmiştir. Zaten, cadde üzerindeki bazı binalar da “Ulusal Miras” olarak kabul edilerek koruma altına alınmıştır. Fransız sömürgeleri: bağımsızlıklarını kazandıktan sonra, cadde üzerinde bulunan: büyük oteller ve kafeler kapatılır.
IMG_8168Bu sokak tarihi süreç içinde önemli bir yere sahiptir. 1934 yılında, Yugoslavya Kralı Alexander: burada öldürülmüş ve aynı saldırıda, Fransa Dışişleri Bakanı yaralanmıştır. 1938 yılında ise, yine burada bulunan “Galeries” mağazasında çıkan yangında 75 kişi ölmüştür.
Bu ilginç sokağın, Latincede isim karşılığı “kenevir/esrar” dır.
Bu cadde üzerinde yer alan ;Alla Turca Kafe:
Cadde üzerindeki ilk kafelerden biri: 1850 yılında; Prince de Beauvau sokağında oryantal gezginler için açılmıştır. Burası; şehirde, Türk, Çin ve Arap kültürleriyle olan bir bağlantı noktasıymış. Görkemli dekoru ve atmosferi, ziyaretçileri etkiliyormuş.

Hotel du Louvre et de la Paix;5595513017_7b1fd00b55_b
Günümüzde burada bir mağaza bulunmaktadır. Yapının ön tarafında: 4 kıtayı temsilen anıtsal yapılmış zengin figürlerin bulunduğu bir giriş bulunuyor. Otel yapısında: 250 oda, 20 salon ve 2 restoran bulunmaktadır. Otel: Fransız Deniz Kuvvetleri tarafından 1941 yılında satın alınıncaya kadar otel olarak açık kalmıştır. Savaştan sonra, Deniz Kuvvetleri: kendi ofislerine döndüğünde ve 1977 yılında, bu odalar, resmi etkinlikler için kullanılmaya başlanmış. 1980 yılında, bina satılınca  yapının sadece birkaç yeri sabit tutulmuş ve 1984 yılında, burada, günümüzde görülen mağaza açılmış.
Buraya yolunuz düşerse: yapının içinde, soldaki merdivenlerin ve mağazanın arka tarafındaki kapıların, Hotel du Louvre et de la Paix döneminden kaldığını görebilirsiniz.

L’hotel de Noailles:modern

62 la Canabiere    Bu yapı: 1865 yılında, mimar Berengier tarafından tasarlanmıştır. Çok lüks bir otel olarak kullanılmış ve 1979 yılına kadar, birçok ünlü ve siyasetçiyi konuk etmiştir. Günümüzde, bina: polis merkezi olarak kullanılmakta

Saint-Victor Abbey:marseille10
Roma döneminden kalma eski bir manastırdır. Yerel ve aziz bir asker şehit olan “Victor” adına yapılmıştır. 1040 ve 1200 yılında yeniden inşa edilen yapıdan, günümüze kalan parçaları, 1934 yılında Papa tarafından küçük bir bazilika haline getirilmiştir. Ana sunak: 1040 yılında takdis edilmiş.. Tamamen Romanesk mimari tarzda inşa edilmiştir.
11 ile 18’nci yüzyıllar arasında: Katalonya denilen ve İtalya ile Akdeniz bölgesindeki birçok Hıristiyan üzerinde: Saint Victor’un etkisi görülür. Ancak: geçen zamanla, yavaş yavaş manastıra ilgi azalır ve 1739 yılında Papa’nın emriyle laikleştirme uygulanır. Fransız Devrimi sırasında ise, manastır: önce yem deposu, daha sonra hapishane ve kışla olarak kullanılır. Böylece yıkımı önlenir. Daha sonra ise, yeniden kilise olarak kullanılmaya başlanır ve 19’ncu yüzyılda restore edilir.
Burada, her yıl 2 Şubat günü, dini bir tören-kutlama yapılır.

Eski liman çevresinin dışına çıkarsak;

Phare de Sainte Marie:1400850278_6eaaf15d4a
Passe de la Joliette’nin kuzeyindedir.  Deniz feneridir. Bulunduğu liman “Phare St Mary Limanı” olarak bilinir.
1855 yılında, yerel kireç taşından yapılmıştır ve 21.3 metre yüksekliktedir. Silindirik yapı, bir taban kaidesi üzerinde durmaktadır ve içinde: bir galeri ,yeşil metalik fener bulunmaktadır. Dış yüzeyi: boyanmamış beyaz taşlıdır.
1922 yılında elektrikli aydınlatma düzenine geçilen fener, günümüzde devre dışıdır.

 

 

 

La Vieille Charite Panier:38072430
Bu önemli bina: Puget kardeşler tarafından tasarlanmıştır. Mimari açıdan önem kazanmaktadır. Başlangıçta imarethane olarak inşa edilen yapı, daha sonra ve günümüzde: Asya ve Afrika sanatı eserlerinin sergilendiği bir arkeoloji müzesi, kafeterya ve kitapçı olarak kullanılan bir galeriye ev sahipliği yapmaktadır.
Evet: bölgenin merkezindeki bina etkileyicidir. Merkezde bir şapel, çevresinde, üç katlı bir bina vardır. Merkezdeki bu şapel: 1679-1707 yılları arasında Pierre Puget tarafından inşa edilmiştir. Şapelin oval kubbesi: barok İtalyan mimari tarzının mükemmel bir örneği olarak görülmektedir. Cephesinde ise: yavrularını besleyen iki pelikan, çevresinde muhtaç çocuklar teması işlenmiştir.
Üç katlı binada, 17’nci yüzyılda dilenciler barınıyormuş. Çünkü: Marsilya Kent Konseyi: yoksulların barınması için bir yer ayırmaya karar vermiş ve yapı: 1749 yılında bitirilmiştir.
vieille-charite-3Burada: dilenci ve yoksulların barındırılması, yaklaşık bir yüzyıl boyunca sürmüştür.
19’ncu yüzyılda, Devrimden sonra burası çocuklar ve yaşlılar için bir bakım evi haline getirilmiştir. 1905 yılında, bina ordu tarafından işgal edilir ve daha sonraki süreçte ise, yine yoksullar için bir barınak olarak kullanılır. Yaz aylarında, Marsilya Açık Hava Festivali, burada yapılmaktadır. İçinde yer alan Akdeniz Arkeoloji Müzesi-MAAOA:Burada: Afrika sanatları, Pasifik Adaları, Kızıldereli kültürlerine ait objeler bulunur. Ayrıca: geçici sergi salonları bulunur. Müzede bulunan eski Mısır eserleri koleksiyonu, Fransa’da, Louvre Müzesinde bulunan koleksiyonun ardından en muhteşem ikinci koleksiyondur.Marsilya Uluslar arası Şiir Merkezi-CIPM:Bu merkezin tesisleri, buradadır.

Palais de la Bourse:palaisdelabourse
Burası: 19’ncu yüzyıldan kalma tarihi bir binadır ve 1599 yılında oluşturulan ve şehrin ticaret çıkarlarını savunmakla görevli ticaret odası olarak kurulmuştur. Yapı: 1860 yılında, Napoleon III’ün şehri ziyareti sırasında açılmıştır.
Günümüzde, burada: bir müze bulunuyor.Adı da;Musee de la Marine et de L’Economie de Marseille-Maritime Museum:Bu müze: Marsilya tarihinin denizcilik geçmişini, derinlemesine yansıtır. Müzenin büyük merkezi: Bourse salonu ve Ticaret Odası kenarı boyunca, iki uzun koridorda yer almaktadır.
Bu koridorlar boyunca: ülkemizde de tanınan “Jacques Cousteaiu” ile ilgili fotoğraflar ve objeler, 1930 yılına ait yelkenli ve buharlı gemiler, deniz haritaları, gravürler ve dalış ekipmanları görülür.Kompleksin içinde ayrıca
Mediterranee Moda Müzesi bulunur;1991 yılında mimar Jean Michel Wilmotte tarafından yenilenen bir binada bulunmaktadır. Müze: birçok bağış ile zenginleştirilmiştir. 400 kostümlük bir koleksiyona sahiptir. 1945 yılından günümüze kadar olan sürece ait moda panaroması sunan koleksiyonlar, iki eksen çevresinde düzenlenmiştir.  Ayrıca, müze duvarları dışında da geçici sergiler düzenlenir. Evet, burada moda ve tasarımın tarihçesi sergileniyor.

Notre Dame de la Garde:images (1)
Kiliseye ulaşmak için: Vieux Limanından hareket eden turist trenine binebilirsiniz. Ayrıca otobüsler var. Öte yandan: buraya ulaşmak için uzun bir merdiven bulunan “Nouvelle” bölümünü de kullanmak mümkündür ki asla tavsiye etmem. Söylenenlere göre: güçlü hacılar, elleri ve dizleri üzerinde, bu merdivenlerden yukarı tırmanıyorlarmış,biz ayaklarımızla zorlandık😅
Şehre bakan büyük bir kilisedir. Öte yandan şehrin simgesidir ve özellikle geceleri, ışıklandırıldığında, koy üzerinde muhteşem bir görüntü verir.
Bu kilisede, eski balıkçılar teknelerini kutsuyorlarmış. Ayrıca: balıkçı eşleri, eşlerinin balığa çıktıklarında sağ-salim geri dönmeleri için buraya tırmanıp dua ediyorlarmış.IMG_8107
Günümüzde de, kilisenin çevresinde asılı, birçok küçük tekne modeli görebilirsiniz.
Yapı: eski limanın güneyinde: 150 metre yükseklikte, kalker bir kayalık üzerindedir. İlk olarak 1214 yılında yapılmıştır. Ancak: 1524 yılında, Kral V.Charles: şehri korumak için, burada bir kale yapılmasını emreder ve bir çalışma başlatılır. Bu çalışma sırasında, kale surları arasında, 1853 yılında bir bazilika da bulunur ve bazilika, 1864 yılında kutsanır.
Özellikle terasından, şehrin muhteşem panaromik manzarasını izlemeyi sakın unutmayın. Ancak: 14-15 Ağustos tarihinde buraya gitmenizi önermem, çünkü bu tarihlerde özel bir dini etkinlik düzenleniyor ve çok kalabalıktır.

IMG_8130IMG_8138                     Ön bahçeden şehrin manzarası ve Arka bahçesinden de tipik Marsilya evlerini görüyorsunuz

Palais Longchamp:foto_5000023_palais-longchamp-marseille
İsmine rağmen, burası bir saray değildir. Bu anıtsal bina 3 bölümden oluşmaktadır ve iki bölümünde, iki müze bulunmaktadır. Hemen arkada ise, yapıldığı dönemde yani 1864 yılında, dünyanın en büyüğü olma özelliği taşıyan planetaryum ve küçük bir gözlem evi bulunmaktadır.
Bölgeyi çevreleyen bahçe (Parc Longchamp) Fransa Kültür Bakanlığı tarafından, Fransa’nın en önemli bahçelerinden birisi olarak seçilmiş ve koruma altına alınmıştır.
Park alanında bulunan havuz: figürleriyle ilgi çekmektedir. Su: havuzlar ve gölet arasında, bir şelale gibi akar. Üzerinde ise: dört büyük boğa ve üç kadın heykeli bulunur. Anıtın kurulması nedenine gelince: bir dönem, şehirde büyük bir kuraklık yaşanır. Ardından, 1834 yılında kolera salgını başlar. Bunun üzerine, Durance nehrinden kanallarla şehre su getirilmesi çalışmaları başlar. Bu sırada: 1830 yıllarında, yeni ticaret yollarının açılması, Cezayir’in işgali ve diğer sömürge faaliyetleri başlamıştır. Sonuçta 15 yıllık bir süreçte, 18 su kemeri ve 80 km. lik su kanalları inşa edilir ve 1849 yılında açılır. Bunlar: 1970 yılına kadar, şehrin ekonomik büyüme ve refahının önünü açarlar. Bunun üzerine: bu durumu kutlamak için görkemli bir anıt yapılmasına karar verilir ve bu anıt tasarlanır.palais-longchamp-in-marseille
Günümüzde: bir zamanlar burada açılan ve sonra kapatılan hayvanat bahçesine ait, hayvanların barındıkları pavyonları ve kafesleri de görebilirsiniz. Örneğin: oryantal zürafa evi, günümüzde çocuk tiyatrosu haline getirilmiştir. Her yıl “Temmuz” ayında, burada geleneksel “Beş kıtada Caz Festivali” etkinlikleri düzenlenir.
Musee des Beaux-Arts de Marseille:Palais Longchamp binasında bulunan müze: güzel sanatların sergilenmesi için kullanılmaktadır. Şehrin ana müzelerinden birisidir. 16 ile 19’ncu yüzyıllar arasındaki: resim, heykel ve çizimlere ait koleksiyonlar görülebilir.
Müzede bulunan eserlerden öne çıkanlar: Pierre Paul Puget ve Auguste Rodin tarafından yapılan heykellerdir.
Museum d’histoire Naturelle de Marseille-Doğa Tarihi Müzesi:Burası da: Palais Longchamp binası içindedir. Müzede: 85.000 civarında hayvansal örnek, 200.000 civarında botanik örnek ve 80.000 civarında fosil ve yine binlerce mineral ve 300 doldurulmuş hayvan örneği sergilenmektedir.
Bunlar: müze içinde bulunan 4 alanda sergileniyorlar. Müzede, ayrıca konferanslar ve geçici sergiler düzenleniyor.Musee Grobet-Labadie:Palais Longchamp karşısındadır. Burada: Avrupa kıtasındaki istisnai müzik aletleri koleksiyonu bulunmaktadır. 1919 yılında: Marsilyalı işadamı Alexandre Labadie’nin kızı Marie Grobet: aile sanat koleksiyonunu, şehre bağışlamış ve bunun üzerine, müzeye ismi verilmiştir. Müzenin daimi koleksiyonunda: ahşap oymalar, halılar, çini ve resimler de bulunmaktadır.

Les Docks de Marseille:Hôtel_de_Direction_des_Docks_de_Marseille
Docks: eskiden teknelerin yükleri için depo olarak kullanılmış, beş büyük binadır. Bunlar: rıhtım üzerindedirler. Gustave Desplaces tarafından, 1858-1863 yılları arasında yapılmışlardır. Şehirdeki ilk hidrolik asansörler, burada kullanılmıştır. Londra ve Liverpool şehirlerinden etkilenilmiştir.
Günümüzde, şehrin iş bölgesi olan “La Joliette” merkezinde bulunan bu depolar restore edilmiştir. Kapalı yüzme havuzları, zeminler, yürüyüş yolları, tepe aydınlatıcıları ve üst ofisler oluşturulmuştur.
Günümüzde, bu binalarda: yaklaşık 4000 kişiyi istihdam eden, 250 firma tarafından kullanılmaktadır. Çeşitli şirketler, restoranlar, bölgesel şubeler bulunur

Parc Borely:document
Prado bölgesindedir.
Şehirdeki en çok ziyaret edilen, bir kamu parkıdır. 1775 yılında, mühendis ve mimar Embry tarafından inşa edilmiş ve Fransız Kültür Bakanlığı tarafından, koruma altına alınmıştır.
17 hektar büyüklüğündedir. 3 farklı bahçeden oluşmaktadır. Bir göl çevresindeki parkın, batı yönünde: bir İngiliz peyzaj bahçesi, heykeller, havuzlar, bir çağlayan ve oyun alanları görülür. Burada, aynı zamanda, Notre Dame de la Garde’nin bir minyatürü, bazilika bulunmaktadır. Parkın sokaklarında gül bahçeleri arasında dolaşmanın keyfini sürebilirsiniz. Sitenin diğer özellikleri: su, iskele, kafeterya ve restoranıdır. Ayrıca: çocuklar için iki oyun alanı bulunur.

68257782Jardin de la Colline-Garden Hill Puget:
Rue Abbe’D’Assy blgesindedir.
1801 yılında, Marsilya şehrinde oluşturulan ilk kamu bahçesidir. Şehir surlarının güneyindeki sitede oluşturulmuştur

 

 

 

 

FRİOUL ADALARI:
Sahile yakın bu adalar: 1971 yılından bu yana Marsilya şehrine aittir ve 4 tanedir ve isimleri: Pomegues, Ratonneau, Tiboulen, Calanques. 1974 yılında: sahilde, küçük bir köy olan “Liman Frioul” kurulmuştur. Burada: birçok restoran bulunmaktadır ve çok sayıda ziyaretçi ağırlanmaktadır.Marseille-iles-frioul

Adalar: plajları, kumlu dereleri ve etkileyici kayalıkları, güneş kalitesi, suyun berraklığı ile ilgi çekerler. Ayrıca: yine adalardaki nadir 350 civarında bitki türleri, adaların mikro klima özelliklerinin ürünüdür. Bunların yanında: adalardaki, bölgeye has “Mistral” rüzgarı güzel etkiler yaratır.
Adalar: tarih boyunca, Akdenizli denizciler, savaşçılar ve maceraperestler için durak olmuştur. Ratonneau adasındaki Caroline Hastanesi, sarı humma hastalarının tedavisi için yapılmıştır.
Adalarda plajların önem kazananları: Maison des Pilotes (kumluktur), le Havre de Morgiter (taşlık ve kayalıktır), Saint Esteve (kumluktur).
Gelelim, bu adaların en büyük özelliğine:IF adası(Château d’If
)e9cbb42b21
16’ncı yüzyıla kadar, ıssız bir ada ve balıkçılar için cennet olan bu bölgede: 1516 yılında, bölgeyi ziyaret eden kral François 1 tarafından, stratejik önemine atfen, bir kale inşa edilmesi gündeme gelir ve kale yapılır. Çok kısa bir süre içinde, kale amacını değiştirir ve bir hapishane olarak kullanılmaya başlanır. Hapishanede: isyancılar, haydutlar ve daha birçok insan, uzun tutukluluk süresi yaşarlar. 1689 yılına gelindiğinde ise, birçok “Protestan” bu ada kalede bulunan sağlıksız zindanlara topluca atılırlar. Ancak, ada kaledeki hapishanede, seçkin tutuklular için, özel şartlar ve yerler yaratılmıştır ve buranın en ünlü mahkumu “Alexander Dumas” dır ve ünlü eseri “Monte Cristo Kontu” nu: burada yazarak ölümsüzleştirir.
1848 yılına gelindiğinde ise, adadaki kale, hapishane özelliğini kaybeder ve 1890 yılında, halkın ziyaretine açılır. Evet, günümüzde bu ada kaleyi ziyaret etmek mümkündür, yolunuz düşer de giderseniz burada: bir zamanların ünlü konuklarına (Edmond Dantes, Monte Cristo gibi) ait kaldıkları ve yaşadıkları yerleri görebilirsiniz, hatta: bir hücre duvarı içinde açılmış delik, hala görülebilmektedir.
Chateau’dan buraya düzenli tekne servisleri var ve her yıl, ada kale yaklaşık 90.000 kişi tarafından ziyaret edilmektedir.

Marsilya bu kadar yeter diyelim ve diğer yazımda çevre köylerini yazacağım.Yinede hatalı veya eksik gördüğünüz yerleri ekleyip düzeltebilirim..sevgiyle kalın…

Araç çubuğuna atla